Sürekli Eğitim Merkezi Söyleşileri kapsamında Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Emel Tozlu Öztay moderatörlüğünde Sağlık Bilimleri Fakültesi Bölüm Başkanlarının ve öğrencilerinin katılımıyla “Pandemi Sonrası Sağlık Bilimleri Bölümlerinin Geleceği” etkinliği gerçekleştirildi.
Dr. Öğr. Üyesi Emel Tozlu Öztay, “Sağlık Bilimleri Fakültesi Bölümlerimizin pandemi sonrasında gelecekleri nasıl olacak? Öğrencilerimizi neler bekliyor? Pandemi süreci sonrasında artık yeni normal olarak adlandırdığımız durumlar ile karşılaşıyoruz. Peki bu yeni normalde neler bizi bekliyor? sorularını Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rıfat Mutuş’a yöneltmek istiyorum. Sonrasında Bölüm Başkanlarımızın da konu ile ilgili yorumlarını rica edeceğim.” ifadesinde bulundu.
Prof. Dr. Rıfat Mutuş, “Hepimizin gerçek boyutta etkilendiği bir dönemden geçiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre bu küresel salgının yarattığı kitlesel travmanın II. Dünya Savaşı’nda oluşan travmadan daha yüksek olduğu ifade ediliyor. Bu pandemi sürecinde de virüsle en ön cephede sağlık çalışanları mücadele etmektedir. Fakat aynı zamanda bu süreç sağlık sektörüne olan güveni de arttırmıştır. Sağlık çalışanlarının değerini, itibarını daha da yükseltmiştir. Bu yüzden ben pandemi durumun üniversite adaylarının tercihlerine de yansıyacağını ve sağlık bölümlerine olan talebin de artarak devam edeceğini düşünmekteyim. Her şeyin başı sağlık diyoruz. Bu yüzden sağlıkçılara her zaman ihtiyaç vardır ve bu ihtiyaç da artarak devam edecektir diyorum.” açıklamasında bulundu.
Etkinliğin devamında sırasıyla Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Huri Özkarabulut, Çocuk Gelişim Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İng) Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Motaz Alawna ve Öğr. Gör. Buse Terim, Hemşirelik (İng) Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Funda Karaman, Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Aydın, Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Emrah Tüncer, Ergoterapi Bölümü Öğr. Gör. Çağıl Ertürk, Gerontoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aslı Genç, Odyoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Selva Zeren, Ortez Protez Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Turgay Dağtekin, Perfüzyon Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Deniz Yıldız, Sağlık Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Çetin Yiğit pandemi sonrasında sağlık bölümlerinin geleceği hakkındaki düşüncelerini ifade ettiler.
Prof. Dr. Rıfat Mutuş, “Ülkemiz güçlü bir sağlık sistemine sahip. Bu nedenle de ülkemizde var olan 203 üniversiteden 141’inde Sağlık Bilimleri Fakültesi/Yüksekokulu bulunmaktadır. Bunların 101’i devlet üniversitelerinde, 40’ı da vakıf üniversitelerinde yer almaktadır. İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültemiz 17 bölümü, 147 öğretim elemanı ve 3695 öğrencisiyle ülkemizin en büyük Sağlık Bilimleri Fakültelerinden birisini oluşturmaktadır. Ayrıca fakültemiz, üniversitemiz içerisinde en fazla doluluk oranına sahip fakültedir. Fakültemizi ön plana çıkaran en önemli unsur sahip olduğu Uluslararası Akreditasyondur. Fakültemiz 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılında öğrenci kabul eden 14 bölümden 13’ü olacak şekilde merkezi Almanya’da bulunan AHPGS Akreditasyon Kuruluşu tarafından koşulsuz 5 yıl süreyle akredite edilmiş bir fakültedir. Ülkemizde bu kuruluştan akreditasyon almış tek fakülteyiz. Görüldüğü üzere uluslararasılaşma yolunda çok hızlı yol almaktayız. Bu yüzden aday öğrencilerin sağlık bölümlerini tercih ederken bu özellikleri de göz önünde bulundurmalarını önermekteyim.” dedi.
Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi A. Yüksel Barut, “Covid-19 ortaya çıktıktan sonra farkında olmadan yapay zekanın yükseldiğini gördük. Küresel salgında neler oldu? Kabaca sunum üzerinden buna bir bakalım. Politik konularda dünya dengesi değişti. Ekonomik düzende belirsizlikler yaşandı. İnsanların sosyal yaklaşımları ve tercihleri dönüştü. Çünkü sosyal yaşam aktif dönemden pasif döneme geçti. Dijitalleşme ve otomasyon giderek hız kazandı. Salgının yarattığı kriz yasal düzenlemeleri beraberinde getirdi. İklim krizi etkisini daha çok hissettirdi. Yapay zekâ ile akıllı telefonlar, giyilebilir cihazlar, deri altına yerleştirilen teknolojiler ve yeni nesil otomobiller geliştirilecek. Makineleri birbirine bağlayan nesnelerin interneti yerine insanları birbirine ve belli merkezlere bağlayan insanların interneti kullanılacak. Akıllı otomasyonlar ile makine öğrenimi, yapay zekâ ve süreç otomasyonu teknolojilerini bir araya getirdi. Çevrimiçi sağlık konsültasyon platformları kuruldu. Dijital sağlıkta kullanılmak üzere yazılımsal ve donanımsal teknolojik çalışmalar hızlandı. Gelecekte giyilebilir teknolojilerin yanında yapay zekâ, sensör teknolojileri, big data analizi, robotik cerrahi, bulut sistemleri ve nesnelerin interneti olacak 3 boyutlu yazıcılar implant üretiminde daha yoğun kullanılacak. Teknoloji aynı zamanda, kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarının ve hasta merkezli sağlık sistemlerinin kurulmasına yönelecek. Evden tedavi gören hastaların iyileşme süreci uzaktan takip edilecek. Önleyici sağlık hizmetleri, hastalık sonrası tedaviden önleyici tedavilere doğru değişecek. Fiziksel durumdan psikolojik duruma kadar birçok verinin kullanımı, olabildiğince erken ve proaktif yaklaşıma olanak sunacak. Mikro-kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımı, dış kaynaklardan veri çekmenin yanı sıra kalıtsal özellikler de göz önünde bulundurulacak. Hatalı tedavi riski en aza indirilecek, başarısız tedavilerin oluşturacağı mali yükün azaltılması sağlanacak. Ameliyat robotlarının, artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) teknolojileri ve yapay zekâ kullanımının bir araya getirilmesiyle, uzaktan ameliyatlar ilerleyen dönemlerde yaygınlaşacak.” açıklamasında bulundu.
14 Mart Tıp Bayramı kutlayan Dr. Öğr. Üyesi A. Yüksel Barut ve Prof. Dr. Rıfat Mutuş’un sözlerinden sonra etkinlik sona erdi.