Etkinlikte, Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğrencileri Canan Culha, Begüm Tonyalı ve Zeynep Demir, “Beslenmenin ve Yaşamın Ütopyası” başlıklı sunumlarıyla dikkat çekti. Öğrenciler, geleceğin sağlıklı yaşam ve sürdürülebilir kent modellerini konu alan Vivantia kavramı üzerinden, yenilikçi ve çarpıcı bir yaklaşım sundular.
Sunumda ele alınan Vivantia, beslenmenin yalnızca biyolojik bir gereksinim değil; aynı zamanda bireyler arası bağları kuvvetlendiren, duygusal ve sosyal iyilik hâlini destekleyen çok yönlü bir yaşam alanı olarak kurgulandı. Hayalî bir kent modeli üzerinden geliştirilen bu ütopyada, yapay zekâ destekli mutfak sistemleriyle kişiye özel beslenme, besin israfını sıfırlayan üretim teknolojileri ve herkes için erişilebilir beslenme olanakları gibi birçok yenilikçi çözüm yer aldı.
Vivantia, aynı zamanda çevresel, ekonomik ve kültürel sürdürülebilirlik ilkelerini merkeze alan bütüncül bir beslenme anlayışını temsil ediyor. Et tüketiminin azaltıldığı bitki bazlı diyetler, organik tarım uygulamaları, porsiyon kontrolü ve gıda atıklarının önlenmesi gibi temalar aracılığıyla doğayla uyumlu bir yaşam felsefesine dikkat çekildi.
Sunumda, çocuklar, yaşlılar ve özel gereksinimli bireyler gibi dezavantajlı grupların da göz ardı edilmediği, kapsayıcı ve eşitlikçi bir sistem tasarlandığı vurgulandı. Braille menülerden işitsel destekli mutfak asistanlarına, akıllı diyet bilekliklerinden duygusal bağ kurmayı teşvik eden sosyal yemek alanlarına kadar geniş bir yelpazede çözüm önerileri paylaşıldı. Ayrıca, sağlıklı besinlere erişimin bir ayrıcalık değil, temel bir insan hakkı olduğunun altı çizildi.
“Beslenmenin ve yaşamın ütopyası” olarak tanıtılan Vivantia, yalnızca bireysel sağlığı değil; psikososyal dengeyi, kültürel devamlılığı ve gezegenin sürdürülebilirliğini odağına alan güçlü bir vizyon ortaya koyarak sempozyum katılımcılarından büyük ilgi gördü.
Bu yaratıcı ve ilham verici çalışmaları dolayısıyla öğrencilerimizi kutluyor, akademik yolculuklarında başarılarının artarak devam etmesini diliyoruz.