Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr

Beslenme ve Diyetetik








 AIDS ve Beslenme İlişkisi


Dünya Sağlık Örgütü tarafından HIV/AIDS hakkında farkındalık yaratmak amacıyla 1 Aralık, Dünya AIDS Günü olarak kabul edilmiştir. İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Hasan Fatih Akgöz, AIDS ve Beslenme İlişkisi hakkında açıklamalarda bulundu.


AIDS, 1980’li yılların başında Orta ve Güney Afrika’da ortaya çıkan ve her geçen yıl etkisi artarak korkutucu boyutlara ulaşan bir hastalıktır. İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü (HIV), edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu olarak bilinen AIDS hastalığının etkenidir.

HIV, immün sistemde bulunan akyuvarların yapısını bozarak akyuvar sayısında azalmaya sebep olur ve  vücudun enfeksiyonlara karşı direncini etkisizleştirir. AIDS, kesin bir tedavisi olmayan hastalıktır. Hastalığa yakalanma durumu bireysel olarak farklılık gösterir. Hastalığın teşhis edilebilmesi için insan vücudunda HIV bulunması gerekir.  
 

AIDS Bulaşma Yolları


HIV, cinsel yolla, gastrointestinal mukoza, kan ve emzirme yoluyla bulaşabilir. HIV; kan ürünleri ve cinsel sıvılar ile insandan insana geçebilir. Anneden bebeğe anne sütü veya plasenta yoluyla bulaşabilir. Hastalığın bulaşma riskinin olmadığı durumlar da vardır. Bu durumlar;
HIV
  • Öksürük, hapşırık, ter, gözyaşı, tükürük
  • Deriye dokunma, kucaklama, el sıkışma
  • Tabak, çatal, kaşık, bardak, içecekler, yiyecekler
  • Deniz, havuz, hamam, duş, tuvalet, musluk
  • Böcek ısırıkları ve sokmaları

AIDS Belirtileri


Hastalık belirtileri; titreme, gece terlemesi, deri döküntüsü, ateş, halsizlik, ağırlık kaybı, eklem ağrısı, diyare, kusma ve grip benzeri komplikasyonlardır. Bu komplikasyonlar HIV organizmaya girdikten 2-6 hafta sonra görülür. Belirtiler birkaç hafta boyunca devam edebilir.

NutrAIDS ve Beslenme


Tüm hastalıklarda, hastalıkların yan etkilerinin, enfeksiyon ve semptomlarının önlenmesinde yeterli ve dengeli beslenme çok önemlidir. Sağlıklı beslenme, HIV'in etkisiyle yaşanabilecek komplikasyonları azaltmaya ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.



AIDS için Beslenme Önerileri:
  • AIDS’li bireylerde ağırlık kaybı olabilir. Burada en önemli husus kişilerin besinler ile yeterli ve dengeli enerji almalarıdır.
  • HIV virüslü bireylerin protein ihtiyaçları normal bireylere göre daha fazladır. Proteinler, immün sistemdeki hormonlar ve enzimler için gerekli besin ögeleridir. Protein alımı için et ve et ürünleri, baklagiller, yumurta, süt ve süt ürünleri tercih edilebilir.
  • Karbonhidrat tercihinde tam tahıllı besinlere yer verilmeli, sebze ve meyve tüketilmelidir.
  • Yağ seçiminde bitkisel kaynaklı yağlar (zeytinyağı, kanola yağı gibi) tercih edilmeli, doymuş yağ ve trans yağ sınırlandırılmalıdır.
  • Omega-3 içeren besinler (ton balığı, göl balığı, somon, ringa, soya fasülyesi, keten tohumu, ceviz, ıspanak, semizotu) tüketilmelidir.
  • Virüs taşıyan kişilerde vitamin ve mineral emilimleri tam olarak gerçekleşmeyebilir. Bu sebeple vitamin ve mineral bakımından zengin besinler alınmalıdır. Vitamin mineral ihtiyacı, besinlerle karşılanamadığı zaman takviye olarak alınmalıdır.
  • Enfeksiyon geçiren kişilerde immün sistem zayıflar ve bu kişilerde besin zehirlenmelerine sıklıkla rastlanır. Tercih edilen besinlerin güvenliği önemlidir.  Yemekler hazırlanmadan önce kişisel hijyen, ekipman hijyeni, kullanılacak malzemelerin hijyeni gibi hijyen kurallarına dikkat edilmelidir. Yemekler iyi pişirilmelidir.
  • Her gün yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır. Bu seviye kişinin tedavisine göre değişir.