İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Beslenme ve Diyetetik (Türkçe) Bölümü Araştırma Görevlisi Hasan Fatih Akgöz, Kanser ve Beslenme konusunda açıklamalarda bulundu.
Son yıllarda dünya genelinde oldukça yaygın hale gelen kanser, önemli küresel sağlık sorunlarından birisidir. Ölüm sebepleri arasında dünyada ikinci sırada olan kanserin gelecek yıllarda görülme sıklığının giderek artarak ilk sıraya yerleşeceği bilim insanları tarafından tahmin edilmektedir. Kansere sebep olan etkenler arasında kalıtsal ve çevresel faktörler yer almaktadır. Sigara kullanımı, beslenme tarzı, obezite, hormonlar, kimyasal ajanlar ve virüsler kansere yol açan çevresel faktörlerdir. Dünya nüfusunda ve yaşlılık oranında artış küresel kanser insidansını da artırmaktadır. Erkeklerde prostat, akciğer, karaciğer, mide kanserleri, kadınlarda meme, akciğer, tiroid kanserleri en sık görülen kanser çeşitleridir.
Kanser ve beslenme arasındaki ilişki oldukça önemlidir. Vücudumuz için elzem olan besin ögelerini yeterli ve dengeli düzeyde almayanlar, fiziksel aktivite yapmayanlar ve obezite durumu olan bireylerde uzun vadede birçok hastalık görülmektedir. Yüksek doz alkol tüketimi, yağlı ve şekerli besinlerin fazla tüketimi, yüksek ateşte pişirilmiş ve tütsülenmiş ürünlerin tüketimi, meyve ve sebzelerin yetersiz alımı gibi faktörler kansere yakalanma riskini artırmaktadır. Sigara ve alkol içmemek, sebze ve meyveleri yeterli almak, fiziksel aktivite yapmak, alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olmaması, posalı besinlerin tüketimi gibi faktörler ise kansere yakalanma riskini azaltmaktadır. Bazı besin ögeleri kansere karşı korunmada olumlu etkilere sahipken bazı besinler olumsuz etkiye sahiptir.
Kanser ve Besin Ögeleri Arasındaki İlişki
Karbonhidratlar: Vücudumuzun başlıca enerji kaynağı karbonhidratlardır. Karbonhidratlar gereksinimi üzerinde alınırsa fazlası yağ olarak depolanır, bu durum kilo alımına ve obeziteye yol açmaktadır. Tahıl ürünleri, sebzeler, meyveler, kuru baklagiller karbonhidrat kaynaklarıdır. Bu ürünlerin yeterli seviyelerde tüketimi posa alımını artırıp bağırsak hareketlerinin düzenli olmasını sağlar. Bu durum bağırsak-rektum kanserine karşı koruyucudur.
Yağlar: Vücudumuz için önemli etkileri olan bir diğer besin ögesi grubu yağlardır. Bu grubun fazla miktarda alınması kanser oluşum riskini artırmaktadır. Çünkü kanser yapan maddeler yağlarda birikmekte ve bu yağların fazla miktarda alımı sonucu kanserojen maddelerin vücuda girişi de artmaktadır. Ayrıca fazla yağ alımı cinsiyet hormonlarının çalışma düzenini de bozar.
Proteinler: Proteinlere baktığımızda; hayvansal proteini (kırmızı et tüketimi vb.) sıklıkla tüketenlerde kalın bağırsak, mide, pankreas, böbrek ve meme kanseri görülme riski artmaktadır. Ancak bu proteinlerin yağsız hallerinin tüketimi kanser riskini artırmamaktadır.
Vitaminler: Kanserde vitaminlerin yeri de oldukça önemlidir. Vitaminler (A vitamini, C vitamini, B vitaminleri, D vitamini E vitamini) güçlü antioksidan özelliğe sahiptirler ve bu özellikleri ile kanserojen maddelere karşı koruyucudurlar.
Mineraller: Mineraller ve kanser arasındaki ilişki incelendiğinde bazı minerallerin kanser oluşumuna yol açtığı belirtilirken bazı minerallerin ise kansere karşı koruyucu olduğu belirtilmiştir. Arsenik, Nikel, Asbest ve Kurşun kansere yol açan minerallerdir. Selenyum, Çinko, İyot, Demir, Bakır ve Kalsiyum kansere karşı koruyucu minerallerdir.
Kanser riskini artıran besinler: Kızartmalar, tuzlanmış ve tütsülenmiş besinler, nitrit ve nitrat gibi kimyasal maddeler ile işleme yöntemleri, yüksek ateşte ve ateşe çok yakın pişirilen besinler, şeker içeriği yüksek ve aşırı yağlı besinler kanser riskini artıran besinlerdir.
Kanser riskine karşı koruyan besinler:
Sebzeler (domates, salatalık, lahana, ıspanak, maydanoz, havuç, biber vb.), meyveler (elma, armut, portakal, muz, kavun, karpuz vb.), fındık, badem, leblebi, ceviz fıstık gibi kuru yemişler, tahıllı ve kepekli ekmekler, yumurta, süt ve süt ürünleri (yoğurt, ayran, kefir, peynir, çökelek) kanser riskini azaltan besinlerdir.
Öneriler
Tüm besin ögelerinden yeterli ve dengeli miktarda alınmalı, bu besin gruplarının yer aldığı dengeli menüler hazırlanmalıdır.
Posa miktarı yüksek besinler tüketilmelidir. Günde minimum 5 porsiyon ölçüsünde sebze ya da meyve tüketilmelidir. Yeşil yapraklı sebzeler ve turunçgiller (limon, portakal, mandalina, greyfurt) tüketilmelidir.
Rafine ürünler (saf şeker ve rafine tahıllar) tüketilmemelidir.
Yüksek yağ içeren ve işlenmiş kırmızı etler tüketilmemelidir.
Kırmızı et tüketimi çok yüksek olmamalı ve alternatif olarak balık, tavuk gibi beyaz etler veya kuru baklagiller tüketilmelidir.
Yemekler az yağlı pişirilmeli, ızgara, fırında pişirme ve haşlama gibi pişirme yöntemleri kullanılmalıdır.
Sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durulmalıdır.
Hareketsiz kalınmamalı, fiziksel aktivite düzeyi artırılmalıdır.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. H. Merve Bayram’ın yürüttüğü bilimsel çalışma, SCI-Exp taranan ve ...
Yaz aylarında artan sıcaklıklar, sağlıklı bireyler için bile zorluk yaratırken, kronik hastalığı olanlar için ciddi sağlık riskleri doğurabiliyor. Uzmanlar; sıcak çarpması, dehidrasyon ve ilaç etkilerindeki ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi, akademik üretkenliği teşvik etmek, nitelikli çalışmaları görünür kılmak ve kurumsal başarı kültürünü güçlendirmek amacıyla geleneksel hale gelen Akademik Performans Ödül Törenine bu ...
2025 yılının ilk altı ayında ülkemizde görülen kene ısırığı vakaları, zoonotik hastalıkların halk sağlığı açısından önemini bir kez daha gündeme taşıdı. Medyaya yansıyan 7.801 vakanın ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü kapsamında Büyükada’da anlamlı bir farkındalık etkinliğine imza attı. Halk sağlığını önceleyen ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF), Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO), Diş Hekimliği Fakültesi (DHF) ve Kariyer Yönlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KARYÖN) iş ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Kariyer Planlama ve Mezun İletişim Komisyonu tarafından organize edilen “Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Kariyer Günü ve Mezun Buluşması” ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin Beslenme ve Diyetetik, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ile Hemşirelik Bölümlerinin Türkçe ve İngilizce Programları; Avrupa Kalite Güvencesi Birliği üyesi ve ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF), uluslararası akreditasyon sürecini başarıyla tamamladı. Eğitim kalitesini artırmaya yönelik bağımsız değerlendirmeler yapan Accreditation Agency in Health and ...