Gelişimsel olarak uygun uygulamalar: Küçük çocuklarda öfke nöbetlerine nasıl tepki vermeliyiz?
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi (İngilizce) Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. William Moiser " Öfke nöbetleri ebeveynlerin karşılaştığı en rahatsız edici sorunlar arasında yer alıyor. Öfke nöbetleri bir çocuğun hayal kırıklığını ifade etme yoludur. " dedi.
Mosier, sözlerine devam ederek: “Geçenlerde Avm'deydim ve iki yaşındaki bir çocuk işler kendi istediği gibi gitmeyince öfke nöbeti geçiriyordu. Ailesinin bir şey almasını istedi ve kendini yere attı ve tekmeleyip çığlık atmaya başladı. Utanan anne-baba öfke nöbetine teslim oldu ve ona istediği oyuncağı aldı. Zorlu bir çocuğu talepkar bir yetişkin haline getirmenin en kesin yolu, erken çocukluk döneminde öfke nöbetlerine teslim olmaktır” dedi.
Mosier, öfke nöbetlerinin ebeveynlerin karşılaştığı en rahatsız edici durumlar arasında yer aldığını belirterek, öfke nöbetlerinin bir çocuğun hayal kırıklığını ifade etme yolu olduğunu vurguladı. Mosier sözlerine devam ederek: “Ne yazık ki öfke nöbetleri çok manipüle edici hale gelebilir. Bir çocuk böyle bir gösterinin ebeveynlerin taleplerini kabul etmesini sağlayacağını öğrenirse, bu çocuklar yetişkinlikte eşinden talepte bulunan bir yetişkine dönüşecektir” dedi.
Mosier, bu trajik prognozdan kaçınmak ve öfke nöbetlerini pekiştirmemek için aşağıdaki seçeneklerin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.
Kendini kontrol edebilmeleri için olumlu bir rol modeli olun. Çocuğunuzun, sizin öfke nöbetleri sergilediğinizi görmesine veya duymalarına izin vermekten kaçının.
Çocuğunuzun toplum içinde öfke nöbetleri varsa, görmezden gelmek en iyi politikadır. Diğer insanlardan alacağınız bakışlara rağmen, öfke nöbetine teslim olmamak veya çocuğa durması için rüşvet vermemek akıllıca olacaktır. Meydana gelen öfke nöbetleri riskini en aza indirmek için, halka açık yerlerde hangi davranışın beklendiği konusunda net kurallara sahip olun. Örneğin, çocuğunuzun belirli ürünleri seçmesine ve alışveriş sepetine koymasına izin verin.
Eğer çocuk kendine, başkasına ve eşyaya zarar vermiyorsa, öfke nöbetini görmezden gelin! Bu en zoru. Ancak, amacınız gelecekteki öfke nöbetlerinin oluşmasını engellemekse, devam ederken öfke nöbetini göz ardı etmek zorunludur.
Eğer çocuk bir başkasına veya eşyasına zarar veriyorsa, çocuğu fiziksel olarak kucaklayıp şöyle demelisiniz: "İncinmene veya incitmene izin veremem... (kişiyi adlandırın veya özelliği tanımlayın).... bu yüzden, zarar vermeyeceğini anlayana kadar seni tutacağım... (yine kişi veya özellik adı)".
Öfke nöbetlerini önlemek için mizahı kullanın. Genellikle çocuğunuzun gülümseyebileceği bir şeyler hatırlatın. Çocuğunuzun toplum içinde hayal kırıklığına uğramaya başladığını gördüğünüzde bunları deneyin.
Öfke nöbeti bittikten sonra işleyin. Bu tarafsız bir zamanda yapılmalıdır (ne siz ne de çocuk üzgün olduğunda). Çocuğun üzgün olduğunu anladığınızı söyleyerek öfke nöbeti hakkında yorum yapın. Çocuktan öfke nöbetine neyin yol açtığını hatırlamasını isteyin. Bir dahaki sefere durumu halletmesi için alternatif bir yol sunun. Hatta çocuğun alternatif davranış uygulamasına yardımcı olmak için durumu yeniden canlandırabilirsiniz.
Mosier, “Unutmayın, görmezden gelirseniz, öfke nöbeti sonunda kendiliğinden duracaktır. Eğer bir öfke nöbeti sırasında dikkatinizi çocuğa yoğunlaştırırsanız, gelecekteki öfke nöbetlerinin meydana gelme olasılığını arttırmış olacaksınız. Bir öfke nöbeti sırasında çocukla herhangi bir sözlü etkileşim, daha fazla öfke nöbeti için olumlu bir pekiştirici olacaktır” diyerek sözlerine devam etti:
““Korkunç ikililer” sırasında öfke nöbetlerine tepki verme şekliniz, çocuğunuz ergenlik çağındayken karşılaşacağınız disiplin sorunlarının türünü ve sıklığını belirleyecektir. Ebeveynler ve gençler arasında nesil uçurumu diye bir şey yoktur. Uçurum sandığımız erken çocukluk dönemindeki öfke nöbetleri sırasında oluşan bir iletişim boşluğudur. Bir Çocuk Gelişimi Uzmanı, ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocuklarla etkileşime girmeleri için çocuk gelişimi kavramlarını gelişimsel açıdan uygun yöntemlere dönüştürmek için bu kavramları anlamalıdır” dedi.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. H. Merve Bayram’ın yürüttüğü bilimsel çalışma, SCI-Exp taranan ve ...
Yaz aylarında artan sıcaklıklar, sağlıklı bireyler için bile zorluk yaratırken, kronik hastalığı olanlar için ciddi sağlık riskleri doğurabiliyor. Uzmanlar; sıcak çarpması, dehidrasyon ve ilaç etkilerindeki ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi, akademik üretkenliği teşvik etmek, nitelikli çalışmaları görünür kılmak ve kurumsal başarı kültürünü güçlendirmek amacıyla geleneksel hale gelen Akademik Performans Ödül Törenine bu ...
2025 yılının ilk altı ayında ülkemizde görülen kene ısırığı vakaları, zoonotik hastalıkların halk sağlığı açısından önemini bir kez daha gündeme taşıdı. Medyaya yansıyan 7.801 vakanın ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü kapsamında Büyükada’da anlamlı bir farkındalık etkinliğine imza attı. Halk sağlığını önceleyen ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF), Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO), Diş Hekimliği Fakültesi (DHF) ve Kariyer Yönlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KARYÖN) iş ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Kariyer Planlama ve Mezun İletişim Komisyonu tarafından organize edilen “Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Kariyer Günü ve Mezun Buluşması” ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin Beslenme ve Diyetetik, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ile Hemşirelik Bölümlerinin Türkçe ve İngilizce Programları; Avrupa Kalite Güvencesi Birliği üyesi ve ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF), uluslararası akreditasyon sürecini başarıyla tamamladı. Eğitim kalitesini artırmaya yönelik bağımsız değerlendirmeler yapan Accreditation Agency in Health and ...