Aslen Nepal Kathmandu’lu olan ve İstanbul’da Üsküdar’da yaşadığını belirten Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet (İngilizce) Bölümü 2. Sınıf tam burslu öğrencisi Guddi Praveen, üniversitenin bir parçası olmaktan gurur duyduğunu ifade ederek Türkiye’ye gelme kararı ve İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Hizmet (İngilizce) Bölümü’nü seçme sürecini bizlerle paylaştı.
“Türkiye’ye gelme nedenlerimden bana göre en önemlisi Türkiye’de ki Müslüman çevrenin ilgimi çekmesiydi. 12. Sınıftan sonra yurtdışında eğitim almayı planlıyordum ama ne yapacağımı, nereye başvuracağımı ve hangi bölümde okuyacağımı bilmiyordum. Daha sonra fakülteme ve üniversiteme karar verdim. İstanbul Gelişim Üniversitesi’ni seçmemdeki en büyük etkenlerden biri de bu üniversitenin %100 İngilizce eğitim vermesiydi. Bunun için girmem gereken bazı sınavlara girdim. Ek olarak İngilizce eğitim için ise “Test of English as a Foreign Language (TOEFL)” sınavını başarıyla tamamladıktan sonra bu üniversitede eğitim almaya başladım. Ülkemde bulunduğum zamanlarda bazı uluslararası sivil toplum organizasyonlarında çalışmıştım ve bu beni Sosyal Hizmet bölümünü seçmem konusunda oldukça çok etkiledi. Çünkü toplum ve insanlar için çalışmayı sevdiğim ve büyük bir güç haline gelen savunuculuk yapmaktan çekinmediğim için bu bölümü seçmeye karar verdim.”
Üniversitemizin tüm fakülte öğretim üyeleri ve öğretim elemanlarının çok cana yakın ve her zaman yardım etmeye istekli olduklarını söyleyen Guddi Praveen, uluslararası yabancı öğrenci olarak bazı fırsatların ve zorlukların bir arada bulunabileceğine dair sözlerini şu şekilde sürdürmektedir:
“Fırsatlardan bahsetmişken gururla söyleyebilirim ki %100 burslu bir öğrenciyim ve bu benim için en büyük fırsat. Uluslararası bir öğrenci olarak hayatımda birçok iniş ve çıkışla karşılaştım. Türkiye'ye ilk geldiğim zamanlar çevresi, kültürü, yemekleri gibi birçok yeni şeyden zorluk yaşadım diyebilirim. Çünkü her şey benim için yeniydi ve her şeyi keşfetmeye çalışmak benim için bazen yorucu oluyordu. Özellikle kaldığım yurttaki Türk yemeklerini sevememiştim ve bu süreç benim için çok zor olmuştu. Ama gerçekten Türkler çok yardımsever ve cana yakınlar, daha önce geldiğimde dili bilmediğim için hiçbir şey yapamıyordum ama Türk oda arkadaşlarımdan ve öğretmenlerimden çok yardım almıştım. Evet, yabancı öğrenci olmam benim için büyük bir avantaj. Yeni kültür ve gelenek öğrendim, yeni çevreyi benimsiyorum, ailemden yardım almayacak ve işimi tek başıma yapacak şekilde bağımsız oldum. Pek çok zorlukla karşılaşmadığım için şanslı olduğumu da düşünüyorum. Ancak, Covid-19 Pandemi salgını nedeniyle dersler çevrimiçi işlendiği için öğrenci bilgi sistemimden kaynaklı bazı sorunlar yaşadığımı itiraf edebilirim.”
Guddi Praveen, hem Türkiye’de hem de eğitim sürecinde üniversitenin yabancı öğrenciler için alternatif girişimlerde bulunabileceğine dair önerilerde bulunduktan sonra konuşmasını şu şekilde sonlandırmıştır:
“Üniversitemizin uluslararası öğrenciler için bir tür program ya da bir tür ruh hali tazeleme kampları organize etmesini çok isterdim. Çünkü benim okuduğum bölümde yabancı öğrenci olarak çok az kişi olduğumuz için bazen üniversitemizin bizi yeterince göremediğini hissediyorum. Bu yüzden hepinizden tek isteğim elimizden gelenin en iyisini yapıp üniversitemize en iyi sonucu verebilmemiz için bize yardımcı olacak bu tür etkinlik ve organizasyonların düzenlenmesi. Bu tür programlar ve organizasyonlar yoluyla uyum süreçleri daha etkili olabilirken bunlara ek olarak bir tür alan ziyareti ve uygulama içeren derslerin de eklenmesinin eğitim süreci için önemli olacağını düşünüyorum. Türkiye'de derslerin İngilizce olduğu bir üniversiteye sahip olmak zor. Fakat İstanbul Gelişim Üniversitesi bize iyi bir fırsat veriyor olması çok etkileyici. Üniversite eğitimini Türkiye’de tamamlamak isteyenler için İstanbul Gelişim Üniversitesi’ni tavsiye ederim.”