Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Önerileriniz için   İGÜMER
 Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr

Sosyal Hizmet








 25 Kasım’da Bir Sosyal Hizmet Mezununun Gözünden: Kadına Yönelik Şiddet Toplumsal ve Yapısal Bir Sorundur


İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü 2023 mezunlarından Ayşe Nazlı Gani, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle kadına yönelik şiddetin toplumsal ve yapısal boyutlarını ele alan bir değerlendirme kaleme aldı. Gani, yazısında hem sahada karşılaşılan güçlükleri hem de medya, popüler kültür ve toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden şiddetin nasıl normalleştirildiğini tartışarak, toplumsal farkındalık ve kurumsal sorumluluğun önemini vurguluyor. Aşağıda, Ayşe Nazlı Gani’nin yazısının tamamını bulabilirsiniz:


Kadına Yönelik Şiddet: Toplumsal ve Yapısal Sorun

Ayşe Nazlı Gani – Sosyal Hizmet 2023 mezunu

Kadına yönelik şiddet, kadınların fiziksel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesine yol açan toplumsal cinsiyet temelli bir güç ve baskı biçimidir (Heise, 1998). Birleşmiş Milletler’e göre bu şiddet türü sadece bireysel değil, aynı zamanda yapısal bir sorundur ve kadınların insan haklarının ihlali anlamına gelir (United Nations, 1993).

Toplumsal cinsiyet rolleriyle şekillenen güç ilişkileri, ataerkil toplum yapısında erkeklerin kadınlar üzerinde karar verme yetkisine sahipmiş gibi davranmaları ve kontrolcü yaklaşımları ile kendini göstermektedir. Erkeklerin kadınlara uyguladıkları fiziksel şiddetin yanı sıra, kadınların ekonomik özgürlüğünü kısıtlayıcı tutum ve davranışlar sonucunda kadınların ekonomik olarak erkeklere bağımlı hale gelmesi de söz konusudur.

Bir kadın şiddet gördüğünde, toplumumuzda hâlâ yaygın olan “erkektir yapar” veya “kocandır döver de sever de” anlayışının yıkılması gerekmektedir.

Kadına yönelik şiddetin televizyon kanallarındaki dizilerde çok sıradan bir olguymuş gibi sunulması, şiddetin toplum tarafından normalleşmesini sağlayan önemli etkenlerden biridir. Kadına yönelik şiddete dair medyada yer alan haberlerde ise çoğu zaman şiddeti meşrulaştıran ya da olası başka bir cinayetin nasıl işlenebileceğine dair fikir veren bir medya dili hâkimdir. Haberlerde katilin ismi ve fotoğrafı çoğu zaman gizlenirken, öldürülen kadınların fotoğrafları, isimleri ve öldürülme yöntemleri ayrıntılı bir şekilde sunulmaktadır (Süreli, 2023).

Ayrıca günümüzde özellikle dikkat çeken bir diğer alan, Türkçe rap kategorisindeki bazı şarkı sözleridir. Bu şarkılarda, kadınları değersizleştiren, nesneleştiren ve hakaret içeren bir dilin sıkça kullanıldığı görülmektedir.

Sahada karşılaşılan olumsuzluklardan biri ise şiddete maruz kalan kadınların devlet kurumlarına başvurduğunda yaşadıkları güçlüklerdir. Müdahalelerin gecikmesi, kurumların yetersiz kalması, hukuki süreçlerin yavaş ilerlemesi gibi problemler; kadınların şiddete maruz kaldıklarında kendilerini çaresiz hissetmelerine ve umutsuzluğa kapılmalarına yol açmaktadır.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi; toplumdaki her bireyin bu konuda bilinçlenmesi, şiddeti normalleştirmemesi, ilgili kurumların etkin müdahalesi ve mevcut yasaların etkili bir şekilde uygulanmasıyla mümkündür.


Kaynakça
Heise, L. (1998). Violence Against Women: An Integrated, Ecological Framework. Violence Against Women.
United Nations (1993). Declaration on the Elimination of Violence Against Women.
Süreli, H. (2023). Medya ve Kadına Yönelik Şiddet Dili Üzerine Bir İnceleme.