İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü öncülüğünde düzenlenen ve bu yıl ikincisi gerçekleştirilen “Disiplinlerarası Bağımsız Yaşam, Kent ve Sağlık Sempozyumu”nda 7 bölümün katıldığı ve bir kent hayali kurduğu ütopya sunumları arasında "Sağlık Yönetimi" bölümünün hazırladığı eleştirel bakış açısıyla dikkat çeken "SANVİTAS" adlı ütopya, jüri üyelerinden tam not alarak birinci oldu. Katılımcıları distopik bir sağlık rejimiyle yüzleştiren SANVİTAS, sunduğu anlatı ve düşündürücü eleştirileriyle öne çıktı.
SANVİTAS: Sağlığın Ayrıcalığa Dönüştüğü Gelecek
SANVİTAS, yüzeyde steril sokakları ve sağlıklı bireyleriyle bir “ideal sağlık toplumu” gibi görünse de, özünde sağlık verileriyle şekillenen otoriter bir biyokrasi devletini anlatıyor. Sunum, sağlığın hak olmaktan çıkıp verimliliğe endeksli bir yönetim aracı haline gelmesini çarpıcı bir kurgu eşliğinde ortaya koydu.
Katılımcılara hitap eden açılış konuşmasında, öğrenciler şunları dile getirdi:
“Bu yalnızca bir sağlık sistemi değil. Bu bir ideoloji. Bu, bedenlerimizin, genetiğimizin ve hatta yaşam hakkımızın yeniden tanımlandığı bir düzen.”
Ütopya, geçmişten günümüze sağlıkta neoliberal dönüşümlerin krizle sonuçlandığı ve bu krizlerin ardından “herkese sağlık” sloganıyla gelen ancak kısa sürede sağlıklı olanı ayrıcalıklı kılan SANVİTAS sisteminin kurulmasıyla devam ediyor.
SANVİTAS'ta Hayat: Sınıf, Sağlık ve Sessizlik
SANVİTAS'ta bireyler genetik sağlık potansiyeline göre sınıflandırılıyor:
Alfalar, zirvede yaşıyor, yöneten sınıfı temsil ediyor.
Betalar, üretim gücünü oluşturan iş gücü sınıfı.
Sigmalar ise sistemin dışladığı, sağlık verimliliği düşük bireyler; göz önünde ama görünmez hayatlar yaşıyorlar.
Eğitim, hukuk ve ekonomi sistemleri ise bu biyolojik kast sistemini koruyacak şekilde düzenlenmiş. Paranın yerini dijital sağlık puanları almış; hukuk algoritmalarla işliyor; sağlık hakkı ise sistem sadakatiyle koşullandırılmış durumda.
Yapının fiziksel yansıması da çarpıcı: Kentin mimarisi dikey olarak sınıf farkını görünür kılıyor. Sağlık hizmetlerine erişim, bireyin yaşadığı kata ve genetik verimine göre değişiyor. Sigma’lar en altta, ışıksız bölgelerde sistemin dışında yaşarken, Alfa’lar gökyüzüne yakın steril alanlarda tüm olanaklara sahip.
Öğrenciler SANVİTAS aracılığıyla sağlık sisteminde büyüyen eşitsizlikleri, veriye dayalı yönetimin tehlikelerini ve bireyin yaşam hakkının sistemsel değerlerle ölçülmesini sorgulattı.
Sunumu şu sözlerle sonlandırdılar:
“SANVİTAS bir ütopya değil; bugünün gölgesinde büyüyen bir olasılıktır.
SANVİTAS, bir yanda sağlıkta mükemmeliyet ve yüksek teknoloji vaat ederken, diğer yanda eşitsizlik ve sosyal adaletsizlik yarattı.
Ancak sağlık yönetiminde esas alınması gereken, toplumun tüm kesimlerine eşit sağlık hizmeti sunmak olmalıdır. Şimdi, sorulması gereken asıl soru şudur:
"Gelecekte herkesin sağlık hakkı olacak mı?
Peki ya bugün? Bugün sağlık, gerçekten herkesin hakkı mı?"
Unutulmamalıdır ki “Distopyalar, geleceği anlatmaz. Bugünün karanlıklarını gözler önüne serer.”
Sağlık Yönetimi Bölümü’nün bu çarpıcı eleştirel ütopyası, yalnızca bir yarışmanın galibi olmakla kalmadı; izleyenlerde derin bir iz bırakarak sağlık politikalarına dair önemli soruların da kapısını araladı.
Ütopyanın hazırlanmasında emeği geçen öğrencilerimiz Elif Kaymaz, Esma Nur Yigit, Melek Beyza Ballı ve Sude Sarışahin'i tek tek tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.