04 Şubat 2021 Perşembe
Covid-19 Pandemisi Sürecinde Sağlık Reformlarına Bakış
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gülay Tamer, koronavirüs (COVID-19) pandemisinin tüm dünyayı etkileyen küresel bir salgın haline gelmesinin istisnasız bütün dünya ülkelerine beklenmedik yeni yükümlülükler getirdiğini ifade etti ve bu durumun sağlık reformlarına bakışı nasıl etkilediğini değerlendirdi.
Toplumların ekonomik durumu, sağlık geçmişi ve kültürel-davranışsal niteliklerinin çeşitliliği gibi koşulların ötesinde, sağlık hizmetlerinin finansmanı ve sunumu açısından ülkelerin sağlık sistemlerinin tasarımlarının birbirinden farklılıklar göstermekte olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Gülay Tamer sözlerine şu şekilde devam etti:
“Hem finansmanında hem de sağlık hizmetlerinin sunumunda, özel ve kamu kesimin üstlendiği roller ülkeden ülkeye farklılıklar gösterir. Hal böyle olunca ülkelerin sağlık sistemlerinin birebir karşılaştırılması, hatalı araştırma yaklaşımlarına sebebiyet verebilir. Bunun yanında, münferit ülke tecrübelerinin enine boyuna incelenmesi ve irdelenmesi, ülkelerin farklı şekillerde tasarlanmış sağlık sistemlerinden kıymetli dersler çıkarılmasını mümkün kılabilmektedir.”
Dr. Öğr. Üyesi Gülay Tamer, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“COVID-19 virüsüne karşın acil eylem birimlerinin hazırlanması, hastalığın teşhisi ve tedavisi için kapasitelerin artırılması, hastanelerin yeterli boşlukta olmaları gerekliliği, ihtiyaç duyulan personellerin ve tıbbi malzemelerin temini gibi hayat kurtarıcı önlemlerin alınması yönünde ısrarla yönergelerde bulunuldu.
Bu yeni öngörülemeyen duruma bazı ülkelerin sağlık sistemleri daha hazırlıklı yakalanırken, içlerinde gelişmiş ülkelerin de olduğu bazı ülkelerin ise hazırlıksız yakalandıklarını ve vatandaşlarının sağlık hizmeti ihtiyaçlarına cevap vermekte sağlık sistemlerinin aciz ve kifayetsiz kaldıklarını gözlemledik.
Hiç şüphesiz bu durumda ülkelerin ekonomik kaynakları, ülke yönetimlerinin bu yeni durumu ele alış tercihleri, bulundukları coğrafya ve kültürleri önemli belirleyiciler oldu; fakat ülke yönetimlerinin kararlarına ve vatandaşların davranışlarına şekil veren asıl önemli etmenin kendi sağlık sistemlerinin kapasitesine duydukları güven olduğunu belirtmek yerinde olmaktadır.”
Türkiye’de ise bu büyük yükü ve sorumluluğu Sağlık Bakanlığı’nın üzerine almış olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Gülay Tamer bazı gelişmiş ülkelerde gözlemlenen durumun aksine, Sağlık Bakanlığı’nın etkili bir liderlik ve yönetişim örneği göstererek, bu virüsün toplum üzerinde ortaya çıkardığı ve çıkarabileceği bütün yükü sağlık sisteminin ve doğrudan hastanelerin üzerine bindirmeyecek şekilde durumu idare etmeyi başardığı söyledi.
Ülkemizin yakın bir tarihte ve bu denli kritik bir küresel salgın öncesinde oldukça kapsamlı bir program olan Sağlıkta Dönüşüm Programını tamamlamış olması sağlık sistemimize mücadeleye hazır bir altyapı ve kapasite sağladığını söyleyen Tamer sözlerini şu şekilde tamamlamıştır:
“COVID-19’un ortadan kalkması esas olarak kamu ve diğer kesimlerin alacağı tedbirlerin ötesinde insanımızın belirli bir hijyen bilinci ile sosyal mesafeli yaşama bilincini ve kültürünü içselleştirmesine, bir başka ifadeyle davranış kültürüne ulaşmasına bağlıdır.”