Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr

Sağlık Yönetimi








 Amerika'da Sağlık ve Pandemi


Toplumun tüm bireylerini ilgilendirmesi bakımından sağlık; her dönem, her ülkede ilgi duyulan, araştırılan bir konu olmuştur. Ülkelerin bu konuya önem vermelerinin bir nedeni de sağlık verilerinin ve ülkenin gelişmişlik düzeyi arasında bir ilişki bulunmasıdır. ABD Sağlık Sistemi’ne tarihsel olarak baktığımızda sağlık hizmeti kamu ve özel sektör tarafından finanse edilirken hizmet sunumu ağırlıklı olarak özel sigorta programlarıyla verilmektedir. Biz de bu sayımız için sahip olduğu ileri teknolojiyle tıbbi donanım konusunda ön planda olan ABD’deki sağlık sistemini ve pandemi sürecini orada yaşayan Türkler ile değerlendirdik.


Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

 İsmim Mehmet Fidan. İstanbul'da yaklaşık 7 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Amerika'ya geldim. Uzun süredir burada New York ve New Jersey eyaletlerinde yaşıyorum. İlk olarak New York'ta yaşadım. Yaklaşık 13-14 yıl. Yaklaşık bir 5-6 yıldır New jersey'da yaşıyorum.
 
Amerika'ya ne zaman geldiniz?

2001 yılında İkiz Kulelere saldırıdan yaklaşık bir buçuk ay önce Amerika'ya dil eğitimi için geldim. Daha sonra Yüksek Lisansımı burada yaptım. Doktoramın büyük bir kısmını bitirdikten sonra akademik eğitimimi özel işlerim dolayısıyla bırakmak zorunda kaldım. Şu an ticaretle uğraşıyorum.

Genel olarak bu ABD'nin sağlık sistemi hakkında ne söylersiniz?

Şimdi sizin de bildiğiniz gibi Amerika kapitalist bir devlet. Zaten kapitalizmin başkenti. Dolasıyla Kanada ve Avrupa ülkelerinde olduğu gibi sosyal devlet anlayışı burada yok. Normalde Amerika'da Türkiye'deki Yeşil Kart benzeri bir uygulama var. Maddi durumu çok kötü olanlar için kısıtlı sayıda verilen Madicaid ve Madicare sistemleri var. Onun haricinde buradaki sağlık sistemi tamamıyla özel sigorta üzerinden dönüyor. Hal böyle olunca dar gelirli insanların özel sigortadan faydalanması daha zor oluyor.  Yaklaşık 40 milyona yakın insanın Sosyal Güvenlik numarası bile yok. Bu da demektir ki onlar hiçbir şekilde gerek hükümet ve gerek özel sağlık sigortasından faydalanmıyorlar. Bu açıdan gelişmiş ülkeler içerisinde en geri kalmış sağlık sistemi Amerika’dadır. Yani devletin vatandaşa yardım açısından sosyal devlet açısından söylüyorum en geri kalmış sistem Amerika'da diyebiliriz.

Pandemi sürecinde sistem nasıl işledi?

Pandemi sürecinin ilk dönemlerinde gerek Trump yönetiminin yetersizliği ve beceriksizliği gerekse sağlık sistemindeki eksiklikler özellikle orta ve dar gelirli insanların büyük zorluklarla karşılaşmasına neden oldu. Fakat bu pandemiden dolayı ilan edilen olağanüstü hal durumu var olan bazı eksikliklerin giderilmesine yardımcı oldu. Covid testlerinin ücretsiz olması, Covide karşı geliştirilen ilk aşılardan ikisinin ( Moderna, Johnsan&johnsan) Amerika merkezli olması ve halkın ücretsiz aşılanması bununla beraber aynı anda demokratların yönetime geçmesi covid ile mücadeleyi hızlandırdı diyebiliriz. Hatta Baiden başa geçince en büyük vaatti seçim vaadi 100 günde 100 milyon doz aşı yapmaktı. Kendisi bu vaadine 75-80. günde ulaştı.  

Pandemi ile mücadelede Amerikan stratejisi neydi?

Bildiğiniz gibi Amerika Birleşik Devletleri 50 eyaletten oluşan federal bir sistem. Amerikan Başkanları yürütmenin bası olmakla birlikte eyaletler arasında koordinasyonu sağlamakla mükellef bir nevi. Fakat büyük bir şansızlık olarak bu süreçte hiçbir siyasi yönetim becerisi v e tecrübesi olmayan ve Amerikan tarihinin gelmiş geçmiş en yeteneksiz başkanı olarak bilinen Trump’ın yeteneksizliği durumu daha da kötüleştirdi. Örneğin plastik eldiven ve maske ihtiyacının had safhada olduğu dönemde hükûmet olarak buna çare bulması beklenirken Trump yönetimi topu Eyalet valilerine atıp sorumluluğu onlara yükledi. Partizanlık yapıp Cumhuriyetçi eyalet valilerinin başta Çin olmak üzere dışarıdan malzeme almalarını Demokrat valilere göre kolaylaştırdı. Doğrusunu söylemek gerekirse günde binlerce insanın olduğu bir salgında insanların cenazeleri üzerinden siyaset yaptı. Bu değerlendirmeyi yaparken Covıdden ölen Amerikalı sayısının yaklaşık 600 bini geçtiğini belirtmek isterim.

Peki yaşadığın eyalette göçmenlere, evsizlere, çalışanlara yönelik tutumu nasıldı?

Salgının ilk döneminde müthiş bir belirsizlik ve korku hâkimdi. Hiç kimse ne yapacağını bu durumun ne kadar süreceğini bilmiyordu. Haberleri sürekli takıp ediyordum. İlk dönemlerde en fazla ölüm vakası New York ve New Jersey eyaletlerindeydi. Tabiri caizse kıyamet gibi bir durumdu. Zamanla durum netleşmeye başlayınca olumlu vakaların ve tabi ki pozitif vakalarında çoğunluğunun sosyoekonomik olarak çok zayıf durumda olan basta Afro-Amerikan ve Hispanikler olmak üzere göçmenlerin olduğu anlaşıldı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıldığı için doğrusu ne federal hükûmetin ne de eyalet hükûmetinin bu söylediklerine dair net bir politikası yoktu.

İşsizlikten dolayı çalışamayan veya işe gidemeyenlere bir destek oldu mu?

Evet oldu. Öncelikle işyerleri sahiplerine Türkiye’deki KOBI’lere benzer SBA dediğimiz Small Busıness Admınınıstratıon vasıtasıyla 30 yıl ödemeli ve düşük faizli krediler verildi. İşyerlerinin isçi maaşlarını ödemesi için yardım olarak Pay Check Protectıon Programı ile mâli yardım yapıldı. İşsizlik maaşı alanlara ek yardım olarak hükûmet ilk olarak haftalık 600 dolar yardım etmeye başladı. Bu yardım daha sonra haftalık 300 dolar olarak bir süre devam etti. Başta New York ve New Jersey olmak üzere Demokrat vali ve yöneticilerin olduğu bazı eyaletlerde herhangi bir resmi oturum belgesi olmayan kaçak durumdaki göçmenlere yönelik de  ekonomik yardım yapılmaya başlandı.
 
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Merhaba. Ben Neşet Çağlar, 1992 doğumluyum. Aslen Muş’luyum. Doğma büyüme İzmir’liyim. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum.  Hali hazırda Amerika’da Newyork eyaletinde yaşıyorum.

Amerika’ya ne zaman geldiniz?

Ben Amerika’ya ilk 2006 yılında Ocak ayında 8 Ocak ta gelmiştim. Greencard ile gelmiştim. Greencard çıktıktan, onaylandıktan sonra şöyle bir aşama var. İlk 6 ay size bir vize veriyorlar. O vize çerçevesinde ilk 6 ay içinde giriş çıkış yapmak zorundasınız ki size greencard versinler. Ben o vesile ile gelmiştim 2016 da. Eylül ayında. Çünkü ilk 6 ay girdikten sonra her sene girmeniz lazım ki greencartınız yanmasın. Akabinde de kalıcı olarak 2017 , 5 Mayıs’ta geldim.

Pandemi sürecini nasıl atlattınız?

Pandemi sürecini herkes gibi ben de başta anlayamadım.  Kısa süreceğini düşünüyordum. 1-2 hafta gibi. Rahattım. Ondan sonra zorluk yaşadım. Şu anlamda zorluk yaşadım. Çünkü bilinmezliği çok olan bir hastalık ve salgındı. Hiçbir bilginiz yok. Nasıl bir önlem alacağınızı bilmiyorsunuz. Açıkçası ben de sağlığıma çok dikkat eden biri değilim. Halihazırda Amerika’da sağlık sigortam bile yok.

Aşı oldunuz mu? Aşıda size sunulan seçenekler nelerdi?

Ben burada uber, transportation ile yani taşımacılık işi ile uğraşıyorum. Taksicilik bir nevi Türkiye'de. Bize aşıda öncelik tanındı. Yani hemen olabilirsiniz dendi. Hatta ben aşımı büyük bir stadyumun içerisinde oldum. Stadyumun içerisinde kurulmuştu aşılama merkezi. Bana sunulan seçenekler Pfizer-BioNTech mi olmak istersin? Moderna mı olmak istersin? 2 tane aşı çeşidi vardı o zaman. Johnson & Johnson yoktu. Sinovac zaten burada yok. Hangisini olmak istersin dediler? Ben Pfizer’ı seçmiştim.

Aşılamada şu an Amerika ne aşamada?

Amerika’da aşılama yüzde 72'yi yüzde 73'ü geçti geçen hafta itibariyle. Şu anda sokağa indi diyebilirim. Yani çoktandır, 1-2 aydır böyle. Artık sizi zorla yaptırmaya çalışıyorlar. Bence Amerika da %100 aşılama kapasitesi var. Çünkü yaptıkları organizasyon sayesinde çok rahat bir şekilde 2 gün içerisinde %100 kapasiteye ulaşabilir ama halkın bir kısmı aşıdan korkuyor. Bence bunu söylemiyorlar. Bir kısmı gerçekten inanmıyor bu olaya. Bir kısmı gerçekten çip takılacağına inanıyor. Dediğim gibi benim için önemli olan çip takılıp takılmaması değil. Zaten telefon kullanıyoruz. Gündelik hayatta çipi çoktandır takmışlar bize diye düşünüyorum. Yani insanlar kendini çok değer veriyor. Çip takılacak vesaire. Oysa akıllı telefonlar, cihazlar bunu yapıyor zaten.  Dolayısıyla ben hemen aşı oldum. Yani randevuyu alır almaz aşıyı mart ayında olmuştum.
 
Dr. Öğr. Üyesi Emrah Tüncer