Gürültü skalalarından bahseden Köseoğlu, “1-5 kHz arası gürültüler işitme için en zararlı grup; Skala A, orta frekans gürültüler Skala B, yüksek frekans gürültüler Skala C’dir ve Skala B ve Skala C gürültüler işitme üzerine zararları daha azdır.” dedi.
Klinik olarak gürültünün meydana getirdiği kayıplar; Geçici Eşik Yükselmesi (Temporary Threshold Shift (TTS) ,Belirsiz Eşik Yükselmesi (Asymptotic Threshold Shift (ATS), Sürekli (Kalıcı) Eşik Yükselmesi Permanent Threshold Shift (PTS) olarak sınıflanabilir. Geçici Eşik Yükselmesi, bir kişinin şiddetli bir sese maruz kalması sonucu oluşan ancak 24 saat istirahatten sonra düzelen ve normale dönen sensörinöral tip işitme kaybıdır. Dış tüylü hücrelerin mekano-elektrik transdüksiyon kanallarının geçici olarak kapanması nedeniyle Korti organının mekanik duyarlılığının azalması sonucu ortaya çıkar. İlk olarak Geçici Eşik Yükselmesi meydana gelir ve istirahatte düzelir. Ancak kişi aynı gürültüye maruz kaldıkça kayıp istirahatle düzelmez hale gelir. Buna Kalıcı Eşik Yükselmesi denir. Belirsiz Eşik Yükselmesi, gürültüye maruz kalmış kişilerde işitme kaybının en üst derecesidir. Bir süre sonra gürültüye maruziyet işitme kaybını artırmaz. Bu nokta PTS nin üst sınırıdır. Bu noktaya ATS denir.
Gürültüye Bağlı İşitme Kayıplarının karakteristik özelliklerinden bahsedildi. “Frekansın vibrasyon özelliğinden dolayı dar ve gergin olan bazal kıvrım daha fazla sarsılır. DKY ve orta kulak yapılarının özgün rezonansları nedeniyle ses iç kulağa en iyi 4000 Hz iletilir. İşitme kaybı ilk 4000 Hz frekansını etkiler.” Yasal Mevzuat’a göre gürültü zararlarının “meslek hastalığı” sayılabilmesi için; gürültülü işte en az iki yıl, gürültü şiddeti sürekli olarak 85 dB’nin üstünde olan işlerde en az 30 gün çalışma gereklidir.
Son olarak gürültüye maruziyetin biyolojik ve psikolojik etkilerinden bahsedilen seminere Odyoloji Bölümü öğretim elemanları ve öğrencileri katıldı, sunum sonunda konuya ilişkin sundukları katkılar ve sunuma yönelik teşekkürler ile verimli geçen seminer sona erdi.
