19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı ile Hemşirelik Haftası, birleştirilerek kutlandı. Etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından Rektör Prof. Dr. Bahri ŞAHİN ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rıfat MUTUŞ’un açılış konuşmasıyla başladı. SBF Dr. Öğr. Üyesi A. Yüksel BARUT ‘’19 Mayıs’ta Atatürk ve Hemşirelerimizin Geleceği" konulu konuşmasını gerçekleştirdi.
Dr. A. Yüksel BARUT 19 Mayıs’ta ATATÜRK başlıklı konuşmasına, Mustafa Kemal’in Ekim-1911’de Trablusgarp’ta yerel liderlere yaptığı konuşma ile başladı; “Din kardeşlerim, ben Kıdemli Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal. Bildiğiniz gibi vatanımızın güzide parçası Trablusgarp, İtalyanların işgaline uğradı. Ben ve arkadaşlarım bu uzak vatan parçasını, orada yaşayan kardeşlerimizle birlikte savunmak ve savaşmak için koşup geldik. Devletimiz her ne kadar güç ve silah bakımından zayıf olsa da bizler insanımızın sahip olduğu kuvvetin esas ve yüce kaynağına olan inancımızın verdiği ilhamla, düşmanın her türlüsüne karşı galip geleceğimize eminiz. Ben vatanım mahvolduktan sonra yaşamamaya karar verdiğim için bu sorumluluğu gururla üstlendim. İnsan dünyada dini, şerefi ve vatanı için yaşar. Ecdadın huzuruna, erenler huzuruna, evliyalar huzuruna yüzü kara varmaktansa şehit gömleği ile varmak daha evladır. Bu yüzden sizlerden bu vatan savunmasına yardım etmenizi bekliyorum.”
Mustafa Kemal, 11 Ocak 1905’te Harp Akademisi’nden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olmuş Avusturya gemisinde 10 Şubat 1905 te Şam’a doğru yol alırken “Bizim için hayat yeni başlıyor.” Diyordu.
Benjamin Franklin’in ilke edindiği 13 erdemi 11 Kasım 1905 tarihinde not etmişti; 1-Ölçülü olmak 2-Sessizlik 3-Düzenlilik 4-Kararlılık 5-Tasarruf 6-Çalışma 7-Doğruluk 8-Hak ve adalete uymak 9-Ilımlılık 10-Temiz olmak 11-Huzur 12-Namus 13-Alçak gönüllülük. Bu erdemleri tüm yaşamı boyunca uyguladı.
Selanik’te 3. Ordu Kurmaylığı emrine atandığında. 12 – 18 Eylül 1910 tarihinde Mareşal Ferdinand Foch komutasında Fransa’da Picardie’de yapılan manevralara Kolağası (kıdemli yüzbaşı) rütbesi ile Binbaşı Ali Fethi Bey ile katıldı. Buradan dönüşte yapılan bu manevranın büyük bir savaşa hazırlık olabileceğini Ali Fethi Bey’e belirtti, adı henüz belli olmayan I. Dünya Savaşının olacağını hissetmişti.
Mart 1911 de Arnavutluk'ta çıkan isyanı bastırmak üzere düzenlenen harekâtta Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın yanında görev aldı.
İtalyan Hükümeti 29 Eylül 1911 de Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti. Trablusgarp ve Bingazi’yi ilhak etmek. Savunma Bakanı Mahmut Şevket Paşa, Maliye Bakanı Cavit Bey. Bir vatan parçası düşmana sessiz sedasız teslim edilir mi? Bunun arkası gelmez mi? Daha büyük tehlike Balkanlardan gelecek, onun için Trablusgarp’ı toparlamalıyız. “Bir vatan toprağı, ona bağlı olanlar hayatta nefes aldıkça, elleri silah tuttukça ve atacak kurşun da varsa korkakça terk edilemez. Biz Trablusgarp’ı Türk Ordusunun şeref haysiyet sahibi mensupları olarak sonuna kadar müdafaa edeceğiz.” diyordu.
5 Ekim 1911’de İtalyanların Trablusgarp'a saldırıya geçmesi üzerine, Trablusgarp'a gönüllü gitmek üzere Gazeteci Mustafa Şerif kimliği ile bir kısım arkadaşlarıyla beraber İstanbul'dan, İskenderiye’ye buradan Trablusgarp'a geçti.
27 Kasım 1911 de binbaşılığa terfi etti, 8 Aralık 1911 Mustafa Kemal ve arkadaşları Bingazi'ye gelerek, Tobruk Bölgesi komutanı Ethem Paşa'nın Kurmay Başkanı olarak göreve başladı.
19 Aralık 1911 de Tobruk Bölgesi Komutanlığı'na atandı, 30 Aralık 1911’de Derne'ye geldi ve Derne doğusundaki Şark Gönüllüleri Komutanlığı'nı yüklendi. Emrinde 8 Osmanlı subayı, 160 askeri olmak üzere toplam 8.000 kişilik bir kuvveti vardı.
16-17 Ocak 1912 Kasr-ı Harun savunmasında gözünden yaralandı, Viyana’ya kadar uzanan bir tedavi süreci yaşadı.
18 Ekim 1912’de İtalya ile UŞİ Antlaşması imzalandı, Trablusgarp İtalyanlara bırakıldı. 24 Ekim 1912’de Derne’den İstanbul’a atandı.
21 Kasım 1912’de Gelibolu'da bulunan Bahr-i, Sefîd (Akdeniz) Boğazı Kuvay-ı Mürettebesi Komutanlığı Harekât Şubesi Müdürlüğü'ne atandı.
27 Ekim 1913’de Sofya Ataşe Militeri, Fethi Okyar’da Sofya Elçisi olarak atandı. 11 Ocak 1914’te Sofya Ataşe Militerliğine ilâveten Belgrat ve Çetine Ataşe Militerliklerini de yürütme görevi verildi.
28 Temmuz 1914’de Dünya Savaşı başladığında, Eylül 1914’de Almanların bu savaşta galip gelemeyeceğini açık olarak ifade etti. 29 Ekim 1914’de Osmanlı. Devleti, I. Dünya Savaşı'na girdi.
Tekirdağ'da teşkil edilecek 19. Tümen Komutanlığı'na atanması nedeni ile 20 Ocak 1915 Sofya’dan ayrıldı. 25 Şubat 1915 Tekirdağ'daki 19. Tümen Komutanlığı'nın Maydos (Eceabat)'a nakli gerçekleşti ve Mustafa Kemal 19. Tümen Komutanlığı üzerinde olmak üzere Maydos (Eceabat) Bölgesi Komutanı olarak görevini sürdürdü.
1 Haziran 1915’de Albaylığa terfi etti. 8 Ağustos 1915’de Anafartalar Grup Komutanlığına atandı. 10 Aralık 1915’de yerini M. Fevzi Çakmak’a bırakarak buradan ayrıldı.
27 Mart 1916’da Kolordu ile birlikte Diyarbakır’a intikal etti, 01 Nisan 1916’da Tuğgeneral (Mirliva) oldu. 8 Ağustos 1916 komutasındaki kuvvetlerin sabah Muş'u, akşam Bitlis'i düşman işgalinden kurtardı. (25 Ağustos 1916 da tekrar Rusların eline düşmüş, 14 Mayıs 1917’de tekrar kurtarılmıştır).
5 Temmuz 1917’de Yıldırım Orduları Grubuna atandı (7. 0rdu Karargâhı Halep'in Aziziye mevkiinde, Yıldırım Orduları Grubu)
15 Aralık 1917 – 4 Ocak 1918 tarihleri arasında Veliaht Vahdeddin ile Almanya seyahatine katıldı. 22 Eylül 1918 ‘de Vahdeddin’in onursal yaverliğine atandı.
30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandı.
İngilizler 8 Kasım 1918’de Musul’u, 9 Kasım 1918’de İskenderun’u işgal etti. 31 Ekim 1918’de 7. Ordu Komutanlığı da üzerinde kalmak üzere Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı'na atandı ve Katma'dan Adana'ya gelerek General Liman von Sanders'den komutanlık görevini devir aldı.
7 Kasım 1918 Yıldırım Orduları Grubu ve 7. Ordu Komutanlıklarının kaldırılması sonucu Mustafa Kemal Ordu Kumandanı sıfatiyle Harbiye Nazırlığı emrinde görevlendirildi.
10 Kasım 1918’de Adana'dan trenle İstanbul'a hareket etti, 13 Kasım 1918’de Haydarpaşa Garına geldi. İstanbul Boğazında demirli İngiliz Donanmasını görünce, yanındaki arkadaşlarına “Geldikleri gibi giderler” dedi
18 Ocak 1919’da Paris Barış Konferansı toplandı.
İngilizlerin isteği ile 29 Ocak 1919 da Ziya Gökalp, Hacı Adil, İsmail Canbulat, Kara Kemal, Hüseyin Cahit Yalçın, Dr. Tevfik Rüştü Aras, 10 Mart 1919’da Sait Halim Paşa, Fethi Okyar başta olmak üzere 21 kişi daha tutuklandı.
Nisan 1919’da Harbiye Nazırı Şakir Paşa ile görüştü, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa vekili Kazım Paşa ile görüşme sonucu görev tanımını içeren talimatname, Sadrazam Damat Ferit’in imzalamaması nedeniyle Harbiye Nazırı Şakir Paşa’nın sadece mührü ile onaylandı.
30 Nisan 1919’da padişah Vahdeddin imzalı kararname ile Tümgeneral Mustafa Kemal 9. Ordu Kıtaları Komutanlığına atandı.
16 Mayıs’ta İstanbul’dan hareket eden Bandırma Vapurunda: Mustafa Kemal ve kurmayı 22 kişi, Er ve erbaşlar 25 kişi, Müşavir ve kâtipler 8 kişi, Gemi personeli 21 kişi olmak üzere toplam 76 kişi bulunmaktaydı. Bandırma Vapuru 18 Mayıs 1919 günü Saat 12 civarı Sinop Limanına girmiştir. Gemide konuk olarak bulunan Sinop Mutasarrıfı (Valisi) Mazhar Tevfik Bey bir sandalla karaya çıkarken, Mustafa Kemal Paşa bir ara arkadaşları ile birlikte Sinop'a çıkıp oradan da kara yolu ile Samsun'a gitmeyi düşünmüştür. Böylece takip eden savaş gemisinden kurtulmuş olacaklardı. Fakat kara yolcuğunun yol şartları nedeniyle deniz yolculuğundan daha çetin olacağı anlaşılınca bu fikirden vazgeçilerek vapurla yolculuğa devam kararı alınmıştır.
Bandırma Vapuru 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabah 08.15'de Samsun'a demir atarken, İsmail Hakkı Kaptan yaşamının en mutlu anını tadıyordu. Bu güç görevi yerine getirebilmenin kıvancı içerisinde Allah'a şükrediyordu. Dil İskelesi açığına demir atan Bandırma Vapurundan taka aracılığı ile Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları, bugünkü Samsun Büyük Oteli ve Yaşar Doğu Spor Salonu arasında bulunan ilk adım anıtının olduğu yerdeki Fransızlar'dan kalma Dil İskelesi'nden karaya ayak basmışlardır. 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a çıkan genç generalin kurtuluş harekâtını başlatacağını kimse bilmiyordu. Resmi görevi Samsun ve çevresinde başkaldıran bazı çeteleri yola getirmekti. Resmi unvanı ise ordu müfettişliği idi.
Gençlik ve Spor Bayramı ilk defa 1926 yılında Gazi Günü adı altında Samsun'da kutlanmış, 24 Mayıs 1935'te Atatürk Günü adı altında resmiyet kazanmıştır. 20 Haziran 1938 tarihli kanunla "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanan bu Ulusal Bayramın adı 12 Eylül Darbesi'nden sonra "Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" adını almıştır.
Dr. A. Yüksel BARUT konuşmasına Mustafa Kemal’in 23 Nisan 1920’de TBMM’de yaptığı konuşma ile son verdi: “İşittim ki bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla Milli Meclise davet etmedim. Herkes kararında hürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu kutsal davaya inanmış bir insan sıfatıyla buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı müdafaa ederim. Kurşunlarım bitince bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim.”
Konuğumuz SBÜ İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hasta Bakım Hizmetleri Müdürü Dr. Hem. Meral Kurt DURMUŞ, ‘’Hemşirelikte Dijitalleşme’’ konu başlıklı sunumu ile değerli bilgilerini paylaştı. Dr. Hem. Meral Kurt DURMUŞ sunumunda hastane yönetim sistemleri, sağlık bakım hizmetlerinde bilişim teknolojileri kullanım durumu, kapalı döngü uygulaması, dijital acil servis uygulaması, yoğun bakım ünitesinde dijital uygulamalar, hemşirelik karar destek sistemleri ve hastane yönetim sisteminin kazanımları hakkında sunum gerçekleştirdi. Dr. Hem. Meral Kurt DURMUŞ; Hastane Yönetim Sistemi, sağlık bakım hizmet sunumunun daha hızlı ve kaliteli olması için standartizasyonu ve veriye erişim hızında artışı sağlar. Sağlık profesyonellerinin ulaştığı veri miktarı ve veriye ulaşım hızındaki artma tıbbi analiz sayı ve çeşitliliğinde artışı beraberinde getirdi. Kapalı döngü ürün yönetimi ve uygulamaya alınan karar desteklerle sağlık hizmet sunumu sırasında hasta güvenliğinin artması sağlandı. Analiz yeteneğinin gelişmesi ile yönetim ve çalışanların kaynakları daha etkin kullanmaları açısından farkındalıklarının artması sağlanmıştır. Yeni başlayan hemşireler için kullandığımız uygulamalar eğitimi kolaylaştırmış, farkındalıklarını arttırmıştır.” diyerek hastane yönetim sistemleri hakkında bilgi vermiştir.
Ardından sahne alan tiyatro grubu, 19 Mayıs ruhunu ve Hemşirelik mesleğinin önemini vurgulayan özel bir gösteri sahneledi. Sahnedeki performanslarıyla izleyicileri duygulandıran hemşirelik kulübü tiyatro oyuncuları, geçmişten günümüze 19 Mayıs’ın, gençliğin ve sağlık çalışanlarının önemine vurgu yaptı.
Sonrasında koro gösterisi ile coşkuyla devam eden etkinliğin sonunda, katılımcılara teşekkür belgeleri takdim edilerek günün anlam ve önemi bir kez daha vurgulandı. Katılımcılar, hemşirelik mesleğine ve 19 Mayıs ruhuna yapılan bu anlamlı vurgunun unutulmaz olduğunu belirttiler.
Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. A. Yüksel BARUT, yıllar içinde biriktirdiği deneyim ve bilgiyle yüzlerce hemşirelik öğrencisine eğitim veren ve rehberlik yapan, böylece hemşirelik standartlarının yükseltilmesine ve hasta bakım kalitesinin artırılmasına katkıda sağlayan; meslekte 50 Yılı, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde ise 10. Yılı tamamlayan değerli Öğr. Gör. A. Mücella SOYDAN’a uzun yıllar boyunca mesleğe olan bağlılığı, deneyimi ve bilgisiyle pek çok alanda önemli katkılarından dolayı plaket takdim etmiştir.
Bu özel etkinlik, bir araya gelen insanların milli değerleri ve sağlık çalışanlarının önemini bir kez daha hatırlamalarına vesile oldu. Katılımcılar, gelecek yıllarda da benzer etkinliklerle bu önemli günleri coşkuyla kutlamayı sürdüreceklerini belirttiler.