“Korumak tedaviden üstündür.” ifadelerini kullanan DEMİRER, “Koruyucu sağlık hizmetleri; aşılama, düzenli taramalar, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite ve hijyen eğitimleri gibi birincil müdahalelerle bireyleri hastalık ortaya çıkmadan önce korumayı hedefler. Bu, bireylerin yaşam kalitesini artırmanın yanı sıra, uzun vadede sağlık sistemleri üzerindeki mali yükü de önemli ölçüde azaltır,” dedi.
Koruyucu sağlık uygulamaları sayesinde; bulaşıcı hastalıkların yayılımının engellenebileceğini, kronik hastalıkların ortaya çıkışının geciktirilebileceğini veya önlenebileceğini belirten Demirer, bu yaklaşımın anne ve bebek ölüm oranlarının düşürülmesinden, salgın hastalıklarla mücadeleye kadar geniş bir yelpazede toplumu güçlendirdiğini söyledi.
Halk sağlığı hemşirelerinin rolüne de dikkat çeken DEMİRER, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Halk sağlığı hemşireleri, toplumun her kesimine ulaşarak, sağlık eğitimleri veren, risk gruplarını belirleyen, tarama programlarını yürüten ve sağlıklı yaşam davranışlarının geliştirilmesi için bireylere ve ailelere rehberlik eden kritik sağlık profesyonelleridir. Toplum temelli çalışmalarıyla koruyucu sağlığın yaygınlaştırılmasında anahtar rol oynarlar.”
Toplumun tüm bireylerinin koruyucu sağlık hizmetlerine eşit şekilde erişiminin sağlanması gerektiğini ifade eden DEMİRER, “Sağlıklı bir toplumun inşası, hastalıkları tedavi etmekten çok, onları önlemekten geçer. Koruyucu sağlık, bireyin olduğu kadar toplumun da en temel hakkı ve geleceğimizin teminatıdır,” sözlerini ekledi.
