Dünya Epilepsi Farkındalık Günü, epilepsi hastalığına dair toplumsal bilinç ve anlayışın artırılması amacıyla her yıl belirli bir hafta boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanır. Bu hafta, epilepsili bireylerin karşılaştığı zorluklar hakkında farkındalık yaratmak, hastalığın tedavisi ve yönetimi konusunda bilgi sağlamak, toplumu epilepsiye karşı daha duyarlı hale getirmek için önemlidir. Ayrıca, epilepsiye dair yanlış anlamaları ve damgalamayı ortadan kaldırmak, bireylerin sosyal hayata daha aktif katılımını desteklemek için çeşitli eğitim ve bilgilendirme kampanyaları düzenlenir.
Epilepsi, iş gücü kaybına, özürlülüğe ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açan kronik bir nörolojik hastalıktır. Epilepsi tedavisinin temel amacı başarılı atak yönetimidir ve bu süreçte öz yönetim büyük bir rol oynamaktadır. Öz yönetim, bireylerin hastalık semptomlarını, tedaviyi, fiziksel ve psikososyal sonuçları yönetme yeteneklerini içerir ve özellikle kronik hastalıklarla mücadelede önemli bir stratejidir. Epilepsi tedavisinde düzenli ilaç kullanımı, atak tetikleyici faktörlerin azaltılması ve psikososyal destek, tedavi sürecinin etkinliğini artırabilir. Epilepsili bireylerin atak kontrolünde genellikle antiepileptik ilaçlar kullanılır, ancak bazı hastalarda ilaçlarla atak kontrolü sağlanamayabilir. Öz yönetim davranışları, tedavi başarısında önemli bir faktördür; tıbbi tedaviye uyumsuzluk, atak sıklığını artırarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, bireylerin öz yönetim becerilerinin geliştirilmesi, tedavi sürecinde başarılı sonuçlar elde edilmesine katkı sağlar. Ayrıca, eğitim ve destek programları, bireylerin öz yeterliliklerini artırarak tedaviye uyumlarını güçlendirebilir ve atak sıklığını azaltabilir.
Bireylerin sağlıkla ilgili bilgi, inanç ve öz etkililik düzeyleri, öz yönetim davranışlarını doğrudan etkiler. Öz etkililik, bireyin sorunlarla başa çıkabileceğine olan inancıdır ve bu inanç arttıkça tedavi başarısı ve yaşam kalitesi de iyileşir. Epilepsi hakkında yapılan bilgilendirmeler, bireylerin ilaçlarını düzenli kullanmalarını ve atak sıklığını azaltmalarını sağlar. Ayrıca, sosyal destek ve danışmanlık hizmetleri, bireylerin yaşam kalitesini iyileştirir ve tedavi sürecinde olumlu etkiler yaratır.
