Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bebeklerin ilk 6 ay yalnızca anne sütü ile beslenmesini ve ardından ek gıdalarla birlikte en az iki yaşına kadar emzirmeye devam edilmesini tavsiye etmektedir. Anne sütü; temiz, güvenli ve bebeklerin büyüme, gelişme ve bağışıklık sistemi için gerekli tüm besinleri sağlar. Ayrıca enfeksiyonlar, obezite, diyabet ve ani bebek ölümü sendromu gibi birçok sağlık sorununa karşı koruyucudur.
Türkiye’de ise emzirme oranları bu küresel önerilerin gerisinde kalmaktadır. Ulusal verilere göre, yalnız anne sütüyle beslenen bebek oranı 0–1 ayda %59 iken, 2–3 ayda %45’e ve 4–5 ayda %14’e düşmektedir. Bu hızlı düşüş, emzirmenin ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu göstermektedir.
Emzirmenin erken sonlandırılmasında biyolojik, psikolojik ve sosyal etkenlerin etkili olduğu belirtiliyor. Çalışma koşulları, doğum sonrası yetersiz destek, yanlış beslenme inançları ve kriz dönemleri bu süreci olumsuz etkileyen başlıca faktörler arasında. Bazı anneler ise emzirme sürecinde suçluluk, yalnızlık, değersizlik veya yenilgi hissi yaşayabiliyor.
Anne Sütünün Vazgeçilmez Faydaları
Anne sütü, bebekler için güvenli, temiz ve doğal antikorlar içeren benzersiz bir besindir.
Bebekler için: İlk aylarda tüm enerji ve besin ihtiyacını karşılar; hastalıklara karşı koruma sağlar; zekâ gelişimini destekler; obezite, diyabet ve SIDS riskini azaltır.
Anneler için: Meme ve yumurtalık kanseri, anemi ve osteoporoz riskini düşürür; doğum sonrası iyileşmeye katkı sağlar.
Aynı zamanda anne sütü yerine geçen ürünlerin uygunsuz pazarlanması, emzirme oranlarının artırılmasına yönelik küresel çabaları olumsuz etkilemeye devam etmektedir.
Dünya Emzirme Haftası, emzirmenin hem bebek hem de anne sağlığı üzerindeki vazgeçilmez etkilerini hatırlatmak; annelere doğum öncesi ve sonrası profesyonel destek sağlanmasının, toplumun her kesiminde farkındalık yaratmanın ve anne sütü yerine geçen ürünlerin pazarlanmasına yönelik denetimlerin önemini vurgulamak için önemli bir fırsattır.
Unutulmamalıdır ki emzirme, bireysel bir tercih olmanın ötesinde, gelecek nesillerin sağlığını doğrudan etkileyen bir toplum sağlığı önceliğidir.
