Ergoterapistler, yaşlı bireylerin günlük yaşam aktivitelerini (yeme, giyinme, banyo yapma, ev işleri gibi) mümkün olduğunca bağımsız bir şekilde sürdürebilmeleri için kişiye özel değerlendirmeler yapar. Bu süreçte yalnızca fiziksel işlevler değil; bilişsel durum, duygusal ihtiyaçlar, sosyal katılım ve çevresel koşullar da göz önünde bulundurulur.
Düşmeler ve hareket kısıtlılığı: Denge ve koordinasyon egzersizleri, evde güvenli ortam düzenlemeleri ile azaltılabilir.
Hafıza ve dikkat sorunları: Bilişsel rehabilitasyon teknikleri, dikkat ve hafıza çalışmaları uygulanabilir.
Sosyal izolasyon: Grup temelli aktiviteler, sanat terapileri ve topluluk programları ile sosyal katılım desteklenir.
Kronik hastalıklarla baş etme: Enerji koruma teknikleri, ağrı yönetimi ve uygun günlük rutinlerin oluşturulması sağlanır.
Duygusal zorluklar: Anlamlı aktiviteler ve bireysel terapilerle depresyon ve kaygı ile başa çıkmaya yardımcı olunur.
Yaşlı bireylerin topluma aktif katılımını sürdürmesi, sadece bireyin sağlığı açısından değil, toplumun bütüncül refahı için de önemlidir. Ergoterapistler, bireylerin fiziksel sınırlarına değil; potansiyellerine odaklanır. Yaşlı bireyin ilgi alanlarını, önceki yaşam rollerini ve kişisel değerlerini merkeze alan bir yaklaşımla birey tekrar üretken ve anlamlı bir yaşama yönlendirilir.
Yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte, geriatrik alanlarda çalışan ergoterapistlere olan ihtiyaç da hızla artmaktadır. Evde bakım hizmetlerinden hastanelere, huzurevlerinden toplum temelli merkezlere kadar geniş bir yelpazede çalışan ergoterapistler, yalnızca tedavi edici değil, aynı zamanda önleyici sağlık hizmetleri de sunar.
Ergoterapi, yaşlı bireylerin yalnızca hayatta kalmalarını değil, yaşamdan anlam ve keyif almalarını sağlayan bütüncül bir sağlık yaklaşımıdır. Aktif yaşlanma politikalarının uygulanmasında ergoterapistlerin katkısı göz ardı edilemez. Geriatrik bireylerin yaşamına dokunan her ergoterapi müdahalesi, hem bireysel hem toplumsal düzeyde büyük bir fark yaratır.