Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr

Dil ve Konuşma Terapisi








 İletişim, Dil ve Konuşma Bozuklukları Ayrımı


İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü Öğretim Görevlisi Betül ÖZSOY TANRIKULU "İletişim, Dil ve Konuşma Bozuklukları Ayrımı" hakkında bilgiler aktardı.


Bozuklukları Adlandırırken Neden Ayrı Terimler Kullanılır? 

İletişim, bireyin bir topluluk içinde çevresiyle etkileşim ihtiyacından doğmuş; bilgi, duygu, düşünce ve gereksinimlerini aktarmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Sözel iletişimi gerçekleştirmek için dili kullanırız. Dil; anlam aktarmada kullandığımız, kurallı bir sistemdir. Başka bir deyişle onu kullanan toplum bireylerinin paylaştığı bir koddur. Konuşma ise, düşüncelerimizi ifade etme aracı olarak kullandığımız sözel dilin, gerekli organlar yoluyla seslere dönüştürülmesi eylemidir. Bu üç terimden en geniş olanı iletişim; konuşma ve dili de içerir. İletişim ayrıca vurgu, konuşma hızı ve ezgisi gibi ipuçlarıyla birlikte jestler, beden dili, yüz ifadeleri ve göz teması gibi sözsüz bilgileri de barındırır.

İletişim, dil ve konuşma gelişimi her zaman birlikte gitmez. Bununla birlikte bir alandaki bozukluk, başka bir alandaki gelişimi veya yetkinlikleri etkileyebilir. Örneğin; konuşma sesi bozukluğu olan bir çocuk,sınırlı sayıda konuşma sesini doğru olarak üretir, bu da konuşmasının anlaşılmasını zorlaştırır. Konuşmasının karşısındaki bireyler tarafından anlaşılamaması ise iletişim becerisini olumsuz etkiler. Yine de çocuk tipik dil becerilerine sahip olabilir; başkalarının söylediklerini anlayabilir ve dilbilgisel açıdan yaşına uygun içerik ve karmaşıklıkta cümleler kullanabilir. Ayrıca, bozuk konuşmasını jestlerle tamamlayarak ve anlaşılmak için sözel çıktısını yeniden biçimlendirerek iletişimini destekleyebilir. Dil bozukluğu olan bir çocuk da, her zaman konuşma seslerini üretmekte zorluk çekmeyebilir. Ancak iletişim becerisi; başkalarının söylediklerini anlamaması, sınırlı sözcük dağarcığı ve basit cümleler kullanması nedeniyle sınırlı olabilir. Bazı çocuklar ise kusursuz bir telaffuza ve çok geniş bir sözcük dağarcığına sahip olabilir. Kendilerini uygun ve kurallı cümleler kullanarak ifade edebilirler. Ancak iletişim becerileri; teğetsel konuşma, konudan uzaklaşma, içeriği yeniden organize edememe gibi özelliklerle sınırlıdır. Bu yüzden dil ve konuşma terapistleri, çocuğun yaşadığı en belirgin zorluğu vurgulamak için üçü arasında bir ayrım yaparlar.

İletişim bozukluğu tanımlaması şemsiye terim olarak düşünülebilir. Bunun altında konuşma ve dil bozuklukları da yer alır. 

Çocuk eğer söylenenleri anlamakta ve kendini sözel olarak ifade etmekte zorluk yaşıyorsa bu durum “dil bozukluğu” olarak adlandırılır. Dil bozukluğu olan bazı çocuklar sözcük oluşturmada, bazıları sözcükleri birbirine bağlamada, bazıları dilin ses sistemini organize ederek üretmede, bazıları da dilin kullanımına yönelik problem yaşarlar. Dil bozuklukları kimi zaman eşlik eden diğer bozukluklara (işitme kaybı, zihinsel yetersizlik vb..) bağlı olarak ortaya çıkar. Kimi zaman ise belirli hiçbir nedene dayanmaz diğer bozukluklardan bağımsız olarak görülür. Bu durum ise gelişimsel (özgün) dil bozukluğu olarak tanımlanır. Gelişimsel sözcüğü nedeni bilinmeyen bir durumu ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu çocuklar belli bir sebep olmaksızın kendi ana dillerini anlamakta ve kullanmakta sıkıntı yaşarlar.

Bazı çocuklar ise, sözel dili fiziksel olarak seslere dönüştürmekte zorluk yaşarlar. Bu çocuklar konuşma seslerini doğru, anlaşılır ve akıcı bir şekilde üretemezler. Bu durum “konuşma bozukluğu” olarak adlandırılır. Konuşma bozuklukları içinde sesletim (artikülasyon) ve sesbilgisel bozukluklar, motor konuşma bozuklukları, akıcılık bozuklukları ve ses bozuklukları yer alır.

Çocuklara uygun yaklaşımlarla etkili bir dil ve konuşma terapisi planlayabilmek için altta yatan nedenlere bakmaksızın, iletişim zorluklarının neler olduğunu, çocuğun hangi alanlarda sorun yaşadığını bilmek gerekir. Bir iletişim müdahale programını tanımlayacak olan şey, iletişimsel yeterliliğin ayrıntılı açıklamasıdır. Bu nedenle bir dil ve konuşma terapisti, dil ya da konuşma sorunuyla başvuran bir çocuk için bu üç kavram içinde yer alan beceri alanlarını tek tek ayrıntılı olarak değerlendirir. Çocuğun en çok zorluk yaşadığı alana göre sorunun bir dil bozukluğu mu, konuşma bozukluğu mu, yoksa bir iletişim bozukluğu mu olduğunu belirler. Dil bozuklukları ve konuşma bozuklukları çocuklarda ayrı ve birbirinden bağımsız görülebileceği gibi bir arada da karşımıza çıkabilmektedir.

Kaynak: Topbaş, S., Çocukta Dil ve Kavram Gelişimi, Anadolu Ün. Yay., 197-201, 2003.

Öğr. Gör. Betül ÖZSOY TANRIKULU