COVID-19 hastalığının hızlı bir şekilde pandemiye dönüşümü, insanları bu yeni virüs hakkında bilgi edinmeye, bir takım yeni davranışlar edinmeye ve bazı yaşam tarzı değişikliklerine zorlamıştır. Yaşanılan tüm bu süreçte enfeksiyonun yayılımının önlenmesi ve koruyucu önlemlerin topluma doğru ve eksiksiz bir şekilde iletilmesi pandemi ile mücadeledeki başarının çok önemli bir bölümünü oluşturmuştur. Bunlar yapılırken de virüs ve pandemiyle ilgili bilgileri içeren sağlık iletişimi yaygınlaşmıştır. Sağlık iletişimindeki başarının sağlanmasında önemli kavramlardan biri de sağlık okuryazarlığı olmuştur. Pandemi öncesinde de Sağlık okuryazarlığı ile ilgili çalışmaların son yıllarda giderek arttığı görülmekte olup; ülkelerin ulusal düzeydeki sağlık okuryazarlığı durumlarını belirlemelerinin; topluma sunulacak sağlık hizmetlerinin planlanması, sağlık okuryazarlığı programlarının düzenlenmesi ve sağlık politikalarının geliştirilmesi üzerinde de etkili olabileceği düşünülmekte iken pandemiyle birlikte bu çalışmaların önemi bir kez daha artmıştır. Sağlık okur-yazarlığı eğitimi erken çocukluk döneminden itibaren yapılmalıdır: Sağlıkla ilgili temel kavramlar erken çocukluk döneminden başlayarak verilmeli ve sağlığın geliştirilmesi kavramı okul eğitimi sırasında geliştirilmelidir. Yetişkin dönemindeki eğitimlerle de bu süreç pekiştirilmelidir. Bu bağlamda toplumda sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi için sadece bireylerin veya sağlık sektörünün çabası yeterli olmayıp, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, medya ve iletişim sektörünün de ortak çabası gereklidir.
Bakım Yükünün Yaşlı Bakıma Etkileri
Fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden bazı işlevlerde azalma ve kayıpların meydana geldiği, geriye dönüşü olmayan, kaçınılmaz ve fizyolojik bir süreç olan yaşlanma ve beraberinde artan yaşlı nüfusun sorunları hem ülkemiz hem de dünya için önemi gittikçe artan bir halk sağlığı sorunudur. Bu dönemde yaşlı bakımı ve bakım yükü; aileler ve bakım veren kişiler için oldukça önemli bir konudur. Bakım yükü hem hastanın hem de bakım verenin sağlığını ve yaşam kalitesini etkiler. Bakım yükünü hafifletmek için yaşlıya ve bakım verene uygulanacak girişimler önemlidir. Bakım verenin, mümkün olan en erken dönemde bilgilendirilmesi, eğitilmesi, danışmanlık verilmesi, sosyal destek sağlanması başlangıçta uygulanabilecek yaklaşımlardır. Verilecek eğitimde; yaşlılık, yaşlıya ait sağlık sorunları, tedavisi, ilaçları, aldığı- çıkardığı sıvı takibi, mobilizasyonu, egzersizleri vb. gibi konuların bakım verenin kaygı düzeyini azaltıcı etkisi olduğu ve yönetimi kolaylaştırdığı bilinmektedir. Sağlık çalışanlarının her aşamada, yalnızca tedavi edici hizmetlerde değil koruyucu ve rehabilite edici hizmetlerdeki destekleri göz ardı edilmemelidir.
Her iki konu başlığının da toplum sağlığının korunup geliştirilmesinde önemli olduğu vurgusunu yapmıştır.