Prof. Mosier, Irak ve Suriye savaşlarında çocuklarla çalışmış bir uzman olarak, konferansta savaş ve afetlerin çocuklar üzerindeki derin etkilerini vurguladı. Bu olumsuz çocukluk deneyimlerinin, çocukların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını, davranışlarını ve öğrenme süreçlerini olumsuz yönde etkileyebileceğine dikkat çekti.
Savaş ve afetlerin neden olduğu şiddet, korku, kayıp ve belirsizlik gibi duygularla başa çıkmanın çocuklar için zorlu bir süreç olduğunu belirten Prof. Mosier, bu durumun duygusal olarak işlenemeyen çocuklarda yıllarca sürebilecek örseleyici etkiler yaratabileceğine işaret etti. Çocuklarla iletişimde dikkat edilmesi gereken noktalar arasında, yaşa ve gelişim düzeyine uygun bir dil kullanmanın yanı sıra duygularını anlamalarına yardımcı olmak ve gerekirse oyunlar aracılığıyla duygusal ifadeyi teşvik etmek önemli bir yer tutuyor. Özellikle suçluluk gibi yoğun duyguların yaşanabileceği durumlarda, duyguları anlamanın ve ifade etmenin önemine vurgu yapıldı. Konferansta, çocukların bu deneyimleri oyunlar üzerinden ifade etmelerini teşvik etmek amacıyla örnekler sunuldu.
Katılımcılara soru cevap imkanı da tanınan konferansta, çocuk gelişimcilerin ve psikolog adaylarının profesyonel sınırları ve sorumlulukları da ele alındı. Konu geniş bir yelpazede olduğundan, ileri düzey çalışmalar, atölyeler ve konferanslar düzenleme talepleri ortaya çıktı. Çocukların bu tür deneyimleri erken dönemde anlamlandırarak, travmatize olmadan baş etmelerine yardımcı olmanın, toplumun ruh sağlığını olumlu yönde etkileyebileceği vurgulandı. Bu nedenle, meslek profesyonellerinin bu alanda eğitimli olması, etkinin daha geniş bir kitleye ulaşmasına yardımcı olabilir. Üniversitemize bu önemli fırsatı sunduğu için, Prof. Mosier'e değerli sunumu için teşekkürlerimizi iletiyoruz. Ayrıca, duyarlılıkları, katılımları ve sorularıyla etkinliğe katkıda bulunan tüm katılımcılara teşekkür ediyoruz.