Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr

Beslenme ve Diyetetik (İngilizce)








 Prekonsepsiyonel Dönem: Beslenmenin Önemi


İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik (İngilizce) Bölümü Öğr. Gör. Dilara SERARSLAN prekonsepsiyonel dönemde beslenmenin öneminden bahsetti.


Ulusal ve uluslararası sağlık hedeflerinin ana amaçlarından biri anne ve çocuk sağlığını geliştirmektir. Bu amaç doğrultusunda izlenen politikalar ise gebeliği, emziklik dönemini ve çocuğun tüm gelişim sürecini kapsamaktadır. Fakat yapılan çalışmalarda gebelik öncesi dönemin de anne ve çocuğun sağlığı üzerine olumlu veya olumsuz etkilerinin olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla sağlık uygulamalarının gebelik başlangıcı ile değil gebelik öncesi dönemde başlaması gerekmektedir. Yanı sıra sadece annenin değil babanın da sağlık uygulamalarına dahil edilmesi önemlidir.
 
Gebelik öncesi dönem prekonsepsiyonel dönem olarak ifade edilmektedir. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi prekonsepsiyonel dönemi gebe kalma ihtimalinden önceki herhangi bir zamanda anne ve baba adayının sağlığını kapsayan genel bir süreç olarak tanımlamaktadır.
 
Türkiye’deki Farkındalık Durumu

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması-2018 verilerine göre son beş yılda canlı doğum yapan kadınların %96’sı doğum öncesi bakım almıştır. Kadınların %90’ı ilk trimesterde bakım almaya başlamıştır. Bu sonuçlar Türkiye’de gebelik sırasında alınan bakım oranın yüksek olduğunu gösterse de gebelik öncesi için yeterli değildir. Gebelik ile başlayan müdahalelerin faydaları olsa da sağlığa etkileri yeterli olmayabilir. Örneğin gebelik sırasında mikro besin ögesi yetersizlikleri giderilebilir ama çocuğun sağlığını iyileştirmek için geç kalınmış olabilir veya maternal obezite kontrol altına alınsa da etkileri yetersiz olabilir.

Prekonsepsiyonel dönemde beslenme durumu; gebe kalabilmeyi, gebeliği sürdürebilmeyi, çocuğun büyüme-gelişme sürecini ve gelecekteki sağlığını etkilemektedir. Bu dönemde beslenme ile ilgili dikkat çeken konular; ağırlık kontrolü, besin ögesi alımları ve alkol tüketimi olmak üzere üç ana başlık altında incelenebilir.

Ağırlık Kontrolü

Prekonsepsiyonel dönemde hem anne hem de baba adayının düşük kilolu olmaktan veya şişmanlıktan kaçınması gerekir. Çünkü her iki durumda da doğurganlık azaltmaktadır. Olası bir gebelikte ise düşük kilolu bireylerde maternal komplikasyon, düşük doğum ağırlığı ve preterm doğum risklerinde artışlar gözlemlenir. Şişmanlık söz konusu ise; gebelikte komplikasyon riski, çocuğun nöral tüp defektine, yüksek vücut yağına veya otizm spektrum bozukluğuna sahip olma riskleri artmaktadır.

Besin Ögelerinin Yeterli Alımı

Prekonsepsiyonel dönemde besin ögelerinin yeterli alımları hem annenin hem de çocuğun sağlığı için önemlidir. Yapılan çalışmalarda makro ve mikro besin ögelerinin hem fiziksel hem de bilişsel büyüme-gelişme üzerine etkileri saptanmıştır. Örneğin; tüm makro besin ögelerinden yetersiz beslenen annelerin çocuklarında orofasiyal yarıkların görülme sıklığının daha fazla olduğu saptanırken, aşırı A vitamini alımının çocuğun yüz ve kalp anormallikleri geliştirme riskini artırdığı saptanmıştır. Yine gebeliğin erken döneminde iyot eksikliğinin, bebeğin mental ve fiziksel gelişimini olumsuz etkileyebildiği belirtilmiştir. Ayrıca demir eksikliğinin de preterm doğum riskini ve bebeğin yaşamının ilk yılında demir eksikliği geliştirme riskini arttırdığı çalışmalarda gösterilmiştir.

Alkol Tüketimi

Prekonsepsiyonel dönemde alkol tüketimi beslenme açısından tartışılmakta olan bir konudur. Düzenli alkol tüketimi fetal alkol sendromu riskini artırır ve bu sendrom bebeğin mental ve fiziksel gelişimini olumsuz etkiler. Konu ile ilgili yapılan hayvan çalışmaları, hem anne hem de babanın prekonsepsiyonel dönemde alkol tüketmesinin yavruların düşük doğum ağırlığına ve nörogelişimsel problemlere sahip olma riskinin artması ile sonuçlandığını göstermiştir.