Her yıl 17 Nisan’da toplumda farkındalık yaratmak amacıyla kutlanan Dünya Hemofili Günü, kalıtsal bir kanama bozukluğu olan hemofiliye dikkat çekmek için önemli bir fırsat sunuyor. Pıhtılaşma faktörlerinin eksikliğiyle ortaya çıkan bu hastalık, düzenli takip ve uygun yaşam alışkanlıklarıyla kontrol altına alınabilmektedir.
En yaygın türleri Hemofili A (Faktör VIII eksikliği) ve Hemofili B (Faktör IX eksikliği) olan bu hastalıkta, küçük travmalar bile uzun süreli ve tekrarlayan kanamalara yol açabilir. Dünya genelinde yaklaşık 400 bin kişi hemofiliyle yaşamaktadır; ancak tanı almamış bireylerin sayısı oldukça fazladır.
Gelişen sağlık hizmetleri sayesinde hemofili daha kontrollü şekilde yönetilebilmektedir. Faktör replasman tedavilerine ek olarak; düzenli takipler, egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleriyle komplikasyonların önüne geçilebilmektedir. Etkili yönetim için tıbbi tedavilerin yanı sıra çok yönlü yaklaşımlar benimsenmelidir.
Hemofili hastalarında sağlıklı bir vücut ağırlığının korunması, özellikle eklemlerde meydana gelebilecek hasarların önlenmesinde kritik rol oynar. Protein, C ve D vitamini, kalsiyum ve demir açısından zengin gıdalar; iyileşmeyi desteklerken bağ dokusunun korunmasına da katkı sağlar. Ancak besin destekleri ve bazı bitkisel ürünlerin pıhtılaşma sürecini etkileyebileceği göz önünde bulundurulmalı, mutlaka uzman kontrolünde tüketilmelidir.
Beslenme ve Diyetetik uzmanları, bu bireylerin yalnızca fizyolojik ihtiyaçlarına değil; ruhsal ve sosyal yönlerine de katkı sağlayarak tedavi sürecine çok boyutlu destek sunar. Dünya Hemofili Günü, bu kapsamlı bakış açısının önemini hatırlatmak adına kritik bir farkındalık günüdür.