Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr

Beslenme ve Diyetetik (İngilizce)








 Glutensiz Diyet İçin Bir Alternatif: Pseudo-Tahıllar


İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim elemanı Öğr. Gör. Zeynep Şeyda BİLİM, "Pseudo-Tahıllar" hakkında paylaşımda bulundu.


Çölyak hastalığı, buğday, çavdar ve arpada bulunan gluten proteinlerinin tüketiminin neden olduğu glutenle ilişkili immün aracılı inflamatuar bir hastalıktır. Glutenin tüketilmesi, malabsorpsiyon ve gastrointestinal bulgulara yol açmaktadır. Glutensiz diyet çölyak hastalığında uygulanan bir tedavi yöntemidir ve glutenin diyetten çıkarılması bağırsak lezyonlarını ve klinik belirtileri iyileştirmektedir.

Çölyak hastalığı, iki yaşından sonra çocukluktan itibaren yirmili yaşlar veya sonrasında herhangi bir yaşta ortaya çıkabilmektedir ve kadınlarda daha sık görülmektedir. Kadınlar erkeklerden yaklaşık 1,5 ile 2 kat daha sık etkilenmektedir.

Çölyak hastalığının görülme sıklığı, yakınlarında çölyak tanısı olan, Down sendromu, tip 1 diabetes mellitus (T1DM), selektif IgA eksikliği, otoimmün tiroidit, Turner sendromu, Williams sendromu, jüvenil kronik artrit ve inflamatuar barsak hastalığı (IBD) gibi durumlarda artmaktadır.

Çölyak hastalığının belirtileri

Klinik belirtiler etkilenen kişiye bağlı olarak değişmektedir ancak genel olarak yetişkinlerde en yaygın sindirim sistemi belirtileri diyare, yetersiz beslenme ve vücut ağırlığı kaybı iken çocuklarda abdominal distansiyon, hacimli gaita, bodurluk ve büyüme geriliği ile kendini göstermektedir.

Çölyak hastalığının tanısı

Çölyak hastalığının tanısı, genellikle klinik belirtiler, serolojik belirteçler ve ince barsak biyopsilerine dayanmaktadır. Çölyak rehberleri, şüpheli semptomları olan veya yüksek risk bulunan hastalarda gluten içeren diyet uygulanması şartıyla çölyak için serolojik tarama yapılmasını önermektedir. Ayrıca risk faktörü taşımayan asemptomatik hastaların taranması genellikle önerilmemektedir. Serolojik test bulguları ve klinik belirtilerin şiddeti, endoskopik biyopsi yapılıp yapılmayacağını belirlemektedir. Spesifik antikor testi pozitif ve bağırsak mukozasında karakteristik histolojik değişiklikler olan hastalara geçici olarak çölyak tanısı konulmaktadır. Çölyak şüphesi olan bireylerde glutensiz diyet, antikorları normalleştirir ve klinik belirtileri iyileştirirse çölyak tanısı konulabilmektedir.

Çölyak hastalığının tedavisi

Çölyak için standart tedavi glutenin diyetten ömür boyu çıkarılmasıdır. Glutensiz diyet semptomları, bağırsak hasarını ve yaşam kalitesini iyileştirmektedir. Gluten diyetteki birçok besinde bulunduğundan glutensiz diyet yaşam tarzı değişikliği gerektirmektedir. Gluten, buğday, çavdar ve arpada bulunan bir protein grubudur. Bu nedenle, çölyak hastaları buğday, çavdar ve arpa içeren besinlerin yanı sıra gluten bulunan diğer tüm besinlerden kaçınmalıdır. Ancak bu diyet çok kolay gibi görünse de gerçekte diyetin uygulanması hastalar için çoğu zaman zorlayıcıdır. Genel nüfus zaman geçtikçe daha fazla buğday tükettiğinden ve batı tarzı diyet yaygınlaştığından dolayı glutensiz diyete uymak kolay değildir. Bir diğer sorun ise glutensiz diyetin yetersiz ve dengesiz beslenmeye yol açabilmesidir. Çölyak hastalarında bazı beslenme yetersizlikleri diyet düzenlemesi ile düzeltilebilmektedir ancak bu tür diyetler çoğunlukla protein ve lif bakımından düşük iken yağ ve tuz bakımından yüksek olduğu için genellikle kısıtlayıcıdır. Bu nedenle diyete pseudo-tahılların eklenmesi yaklaşımı, yüksek besin değerleri nedeniyle glutensiz diyeti çeşitlendirmek ve optimize etmek için alternatif olarak kullanılabilir ve aynı zamanda çölyak hastalarının beslenme durumu ve sağlığını iyileştirebilmektedir.

Glutensiz diyette pseudo-tahılların yeri

Pseudo-tahıllar gluten içermeyen ve çimen olmayan bitkilerdir. Tahıllar tek çenekli sınıfında bulunurken pseudo-tahıllar çift çenekliler olarak sınıflandırılmaktadır. Pseudo- tahıllar, içeriğinde bulunan nişasta, tat ve özellikleri bakımından tahıl benzeri olarak isimlendirilirler. Amaranth, kinoa, darı ve karabuğday bu grupta yer almaktadır. Yüksek besin değerleri ile tanındıkları için glutensiz diyet için giderek daha dikkat çekici bir seçenek olarak görülmektedirler. Mineraller ve vitaminler açısından oldukça zengindirler. Kompleks karbonhidratları ve vücudumuz için önemli olan lifleri içermektedirler. Çalışmalar, amaranth ve kinoanın daha sindirilebilir proteinler içerdiğini ve beslenme dengesine katkıda bulunduğunu göstermiştir. Benzer şekilde karabuğday da yüksek lif içeriğine sahiptir. Pseudo- tahıllar, demir, kalsiyum ve çinko gibi çeşitli mineraller içermektedir. Özellikle kalsiyum açısından zengin olan amarant beslenme yetersizliklerine eğilimli çölyak hastaları için oldukça faydalıdır.

Pseudo-tahılların kuru ağırlıklarının %60 ila %80’ini karbonhidratlar oluşturmaktadır ve içerdiği temel karbonhidrat türü nişastadır. Öte yandan iyi birer lif kaynağıdırlar. Ayrıca pseudo-tahıllar iyi birer bitkisel protein kaynağıdırlar. Pseudo-tahılların protein kalitesi tahıllardan daha yüksektir. Elzem amino asitleri dengeli olarak içermektedirler. Vitamin içeriklerine bakıldığında ise özellikle B 6 , B 2 ve B 9 olmak üzere B grubu vitaminlerden zengindirler. B grubu vitaminlerin yanı sıra E ve A vitaminlerini de içermektedirler. Mineral içeriği açısından özellikle magnezyum, potasyum ve fosfor bakımından zengindir. Ayrıca selenyum, demir ve çinko içeriği de mısır, buğday, pirinç gibi tahıllardan yüksektir.

Pseudo-tahıllarda gluten bulunmadığından çölyak hastalığının tedavisinde iyi bir alternatif olarak görülmektedir. Piyasada bulunan glutensiz ürünler işlenmiş glutensiz un veya nişasta kullanılarak üretildiğinden B vitaminleri, magnezyum, demir, kalsiyum ve lif bakımından yetersiz kalabilmektedir. Pseudo-tahıllara diyette yer verilmesi veya üretilen glutensiz ürünlere ilave edilmesi çölyak hastalarının daha dengeli ve yeterli beslenmesine olanak sağlayabilir.