Çölyak hastalığı; genetik eğilimi bulunan bireylerde, buğday, arpa, çavdar ve bazı durumlarda yulaf gibi tahıllarda bulunan gluten isimli proteine karşı bağışıklık sistemi aracılığıyla gelişen kronik bir ince bağırsak hastalığı olarak tanımlanmaktadır. Gluten tüketimi sonucunda bağırsak yüzeyinde iltihaplanma ve villus hasarı meydana gelmekte, bu da besin öğelerinin emilimini olumsuz etkileyerek demir, folat ve kalsiyum gibi önemli mikro besinlerde yetersizliklere yol açabilmektedir. Hastalık; ishal, karın ağrısı, şişkinlik, ağırlık kaybı, kansızlık, halsizlik ve büyüme geriliği gibi çok çeşitli belirtilerle kendini gösterebilmektedir.
Bazı bireylerde ise sindirim sistemine ait belirgin yakınmalar görülmeyebilir. Bu kişilerde yalnızca laboratuvar bulguları ya da bağırsak dışı semptomlar —örneğin osteoporoz veya infertilite— ön planda olabilir. Belirtilerin bu denli değişkenlik göstermesi, hatta bazı bireylerde tamamen sessiz seyretmesi nedeniyle çölyak hastalığının tanısı çoğu zaman gecikebilmektedir. Mevcut veriler, tanı alabilen hasta oranının toplam vakaların yaklaşık %10’u ile sınırlı olduğunu göstermektedir.
Çölyak hastalığının tek etkin tedavisi ise glutensiz bir diyeti ömür boyu sürdürmektir. Bu kapsamda; buğday, arpa ve çavdar ile bunların türevlerini içeren tüm besinlerin diyetten çıkarılması gerekmektedir. Ekmek, makarna, bulgur, irmik, bazı unlu mamuller ve malt içeren içeceklerin yanı sıra, soslar, hazır çorbalar ve dondurulmuş ürünler gibi işlenmiş besinler de gizli gluten kaynakları olarak risk oluşturabilmektedir. Bu nedenle etiket okuma alışkanlığı, glutensiz beslenmenin sürdürülebilirliği açısından oldukça önemlidir.
Türkiye’de, Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen “Erişkin Bazı Metabolizma Hastalıkları ve Çölyak Hastalığı Kontrol Programı (2019–2023)” ile çölyak hastalığına karşı halk sağlığı odaklı kapsamlı bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu programın çölyak hastalığına yönelik başlıca hedefleri aşağıda özetlenmiştir:
Toplum ve sağlık profesyonelleri arasında bilgi ve farkındalık düzeyini yükseltmek,
Erken tanıyı desteklemek amacıyla tarama ve laboratuvar altyapısını güçlendirmek,
Kamu kurumları, okullar ve sağlık kuruluşlarında glutensiz besinlere erişimi kolaylaştırmak,
Tanı ve tedavi süreçlerine dair klinik rehberlerin kullanımını yaygınlaştırmak,
Tanı alan bireylerin kayıt altına alınmasını sağlayarak düzenli izlem mekanizmaları kurmak.
Buna ek olarak, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından çölyak tanısı almış bireylerin glutensiz beslenme sürecini desteklemek amacıyla aylık nakdi ödeme yapılmakta; bu destek, özellikle gluten içermeyen ürünlerin yüksek maliyeti göz önüne alındığında, hastaların tedaviye uyumunu kolaylaştırmaktadır.
Söz konusu programlar ve destekleyici uygulamalar aracılığıyla, çölyak hastalarının yaşam kalitesinin yükseltilmesi, sağlık hizmetlerine erişimlerinin artırılması ve sürdürülebilir sağlıklı yaşam alışkanlıklarının teşviki amaçlanmaktadır. Ayrıca bu çalışmalar, diğer metabolik hastalıklarla entegre biçimde yürütülerek toplum sağlığını destekleyen bütüncül bir yapı sunmaktadır.
Her yıl 9 Mayıs'ta, milyonlarca kişiyi etkileyen bu hastalığa dikkat çekmek amacıyla Dünya Çölyak Günü anılmakta; bu kapsamda tanı, tedavi ve bilinçlendirme süreçlerinin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.