Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr

Beslenme ve Diyetetik








 Önerilen Diyet Alımları (RDA): Küresel Beslenmede Kökeni ve Önemi


İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Aylar Kargar Mohammadinazhad, Önerilen Diyet Alımları (RDA) ve beslenmedeki rolü hakkında önemli bilgiler paylaştı.


RDA'nın Kökeni ve Amacı

Önerilen Diyet Alımları (RDA), 1941 yılında ABD Ulusal Bilimler Akademisi tarafından II. Dünya Savaşı sırasında yetersiz beslenmeyi önlemek amacıyla oluşturulmuştur. Başlangıçta rikets, iskorbüt gibi besin eksikliklerini önlemeye yönelik belirlenen bu kılavuzlar, zamanla genel sağlığı koruma ve kronik hastalıkları önleme amacını da kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

Günümüzde RDA, daha geniş bir beslenme değerlendirme sistemi olan Diyet Referans Alımları (DRI) kapsamında yer almakta olup şu değerleri içermektedir:
  • Tahmini Ortalama Gereksinim (EAR): Toplumun %50’sinin ihtiyacını karşılayan günlük besin alım düzeyi.
  • Yeterli Alım (AI): RDA’nın belirlenemediği durumlarda sağlıklı bireyler için önerilen besin alım düzeyi.
  • Üst Alım Seviyesi (UL): Sağlık üzerinde olumsuz etki yaratmayan en yüksek besin alım miktarı.
RDA’nın Sağlık ve Beslenmedeki Rolü

RDA, beslenme rehberleri için bilimsel bir temel oluşturur ve Amerikan Diyabet Derneği (ADA) gibi sağlık kuruluşları tarafından kişiselleştirilmiş beslenme planlarının geliştirilmesinde kullanılır. Yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite düzeyi ve sağlık durumu gibi faktörler göz önünde bulundurularak bireylere özgü beslenme programları oluşturulmasını sağlar.

Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) da RDA’nın küresel beslenme sorunlarının çözümündeki önemini vurgulamaktadır. Özellikle demir, A vitamini ve iyot eksikliği gibi beslenme yetersizliklerinin yaygın olduğu düşük ve orta gelirli ülkelerde, RDA ilkeleri, halk sağlığı programlarında önemli bir rol oynamaktadır. WHO, bu çerçevede yetersiz beslenmeyle mücadele eden grupların besin güvenliğini artırmaya yönelik projelerde RDA’ya dayalı rehberleri uygulamaktadır.

RDA ve Küresel Halk Sağlığı Stratejileri

RDA yalnızca bireysel sağlığı değil, aynı zamanda uluslararası halk sağlığı politikalarını da şekillendirmektedir. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), özellikle SKA 2: Açlığa Son hedefi, RDA gibi bilimsel kanıtlara dayalı beslenme kılavuzlarıyla yetersiz beslenmeyle mücadele etmeyi amaçlamaktadır.

FAO, RDA’nın sürdürülebilir beslenme alışkanlıklarını teşvik ettiğini ve sağlıklı beslenme ile çevresel sürdürülebilirliği dengeleyen besin sistemlerinin oluşturulmasına katkı sağladığını belirtmektedir. Çeşitli ve besleyici gıdalar içeren bir diyet, beslenme yeterliliğini sağlarken ekosistem üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirir.
 
RDA'ya Dayalı Beslenme Planlarının Kişiselleştirilmesi

RDA, genel olarak sağlıklı bireylerin ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış olsa da, bazı hastalıklara sahip bireyler veya özel beslenme gereksinimleri olan gruplar için kişiselleştirilmiş diyet planları gerekmektedir. Bu gibi durumlarda, Yeterli Alım (AI) değerleri, gözlemlenen sağlık faydalarına dayalı olarak alternatif rehberler sunar.

ADA, beslenmenin kişiye özel olması gerektiğini vurgulamaktadır. Gebelik, emzirme, kronik hastalıklar ve metabolik rahatsızlıklar gibi özel durumlar, bireyin beslenme gereksinimlerinde değişikliklere neden olabileceğinden, standart RDA önerilerine ek olarak özelleştirilmiş diyet programları gerektirir.

Beslenme Biliminde RDA’nın Geleceği

Bilimsel gelişmeler ışığında RDA, beslenme alanında temel bir kaynak olmaya devam etmektedir ve şu alanlarda büyük bir etkiye sahiptir:
Gıda politikaları ve beslenme rehberleri
Halk sağlığı programları
Sağlıklı beslenme üzerine eğitim çalışmaları
Küresel sürdürülebilir beslenme stratejileri

Beslenme biliminin sürekli gelişmesiyle birlikte, FAO, WHO ve ADA gibi uluslararası kuruluşlar, RDA’yı güncelleyerek halk sağlığı politikalarına entegre etmeye devam etmektedir. Böylece, farklı toplumların beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için bilimsel temellere dayalı rehberler oluşturulmakta ve daha sağlıklı bir gelecek için küresel düzeyde çalışmalar sürdürülmektedir.