Öğr. Gör. Hilal Nur Ficil, sözlerine gürültü maruziyetinden bahsederek başladı: “Yüksek teknolojiye sahip bulunan mekanize toplumların yaşadıkları her yerde gürültü oluşumu söz konusudur. İş yerlerinde gürültüye maruziyet kaçınılmaz olup özellikle endüstri, ulaşım, inşaat, madencilik ve hatta tarım sektörlerinde sıklıkla izlenmektedir. İş yerleri dışında kalan insanlar açısından da gürültüye maruz kalma sorunu mevcuttur. Dünyada ve ülkemizde meslek hastalıkları arasında en yaygın olan gürültü nedeni ile oluşan işitme kayıplarıdır. Gürültü yalnızca işyeri zararlısı değil aynı zamanda çevresel patolojik etkendir.”
Ficil sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizde büyük şehirlerin pek çok semtinde yapılan gürültü ölçümlerinde, elde edilen değerlerin eşik değerleri geçtiği saptanmıştır. İşitme kaybının en sık görülen sebeplerinden biri aşırı derecede sese maruz kalmaktır. İnsanlar iletişim kurmada zorlanmalarına ve muhtemel bir çınlamaya neden olduğundan gürültüye bağlı işitme kayıplarından şikayet ederler. Gürültü özellikle istenmeyen sesleri ifade etmek için kullanılır ve işitmeye zarar veren aşırı yüksek ses olarak tanımlanır. Öznel bir kavramdır. Bir sesin gürültü olarak nitelendirilip nitelendirilmemesi kişilere bağlı olarak değişebilir. Kimilerinin severek ve eğlenerek dinlediği müzik diğerlerini rahatsız eder. Geçici ve sürekli olarak ikiye ayrılırlar. Geçici gürültü impuls (silah atış patlaması vb.) ve impakt (matbaa makineleri vb.) olabilir. Sürekli gürültü ise sabit ve dalgalanan şeklinde ikiye ayrılır. Endüstriyel çalışma alanlarında en sık sabit sürekli gürültüye ve impakt gürültüye rastlanmaktadır.
İş yeri taramalarının amacı; işçi sağlığının korunması, yüksek gürültülü ortamlarda çalışan kişilerin işitme ve genel sağlığının araştırılması, işverenin kanuni yükümlülüğü, verimliliğin artırılması gibi temel sebeplerden oluşmaktadır. İşyeri taramalarında temel amaç, çalışanların, ortamdan kaynaklanan gürültüye bağlı olarak ortalama maruziyetinin işitme üzerine etkisinin monitorizasyonu içindir. Özellikle işitme sağlığını olumsuz etkileyecek sektörlerde bu, zorunluluk haline getirilmiştir. Bu sektörler şu şekildedir; tekstil, demir-çelik, çimento sanayii, tele satış şirketleri, telekominikasyon şirketlerinde telefonbaşında çalışan personel, müşteri temsilcileri vb.”
Öğr. Gör. Hilal Nur Ficil sözlerini “Gürültüye bağlı işitme kaybı önlenebilir bir patolojidir ve spesifik bir tedavisi yoktur. Bu nedenle gürültünün önlenmesi kritik öneme sahiptir. İş yeri taramaları sık sık yapılarak gürültünün kaynağında önlenmesi, gürültünün ortamda önlenmesi ve gürültünün çalışanda önlenmesi için bazı tedbirler alınabilir.” diyerek sonlandırdı.
