Güncel meta-analizler ve klinik çalışmalar, sanat terapisinin özellikle şizofreni, depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik bozukluklarda olumlu etkiler yarattığını ortaya koyuyor. Görsel sanatlar ve yaratıcı ifade temelli uygulamalar, anksiyete düzeylerini belirgin şekilde azaltırken; sosyal etkileşimi, duygu düzenlemeyi ve öz yeterlilik algısını güçlendiriyor. Bazı araştırmalarda travmatik deneyimler sonrası ortaya çıkan depresyon ve stres belirtilerinde de iyileşme bildiriliyor.
Türkiye’den yayımlanan çalışmalar, sanat terapisi ile ergoterapinin özellikle yaşlı danışanlarda dikkat çekici sonuçlar verdiğini gösteriyor. Araştırmalar; 65 yaş üzeri bireylerde bilişsel işlevlerde artış, depresif belirtilerde azalma ve yaşam kalitesinde yükselme olduğunu bildiriyor. Bu müdahalelerin ayrıca bakım verenlerin yükünü azalttığı ve süreci kolaylaştırdığı da belirtiliyor.
Olumlu sonuçlara rağmen sanat terapisine ilişkin araştırmaların metodolojik çeşitliliği, örneklem büyüklüklerinin sınırlı olması ve terapi protokollerinin standardize edilmemiş olması önemli kısıtlar arasında. Bu nedenle hangi sanat yönteminin, ne sıklıkla ve hangi hedef kitlede en etkili olduğu konusunda daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyuluyor.
Ergoterapi ve sanat terapisi, güncel bilimsel veriler ışığında hem fiziksel, hem bilişsel, hem de duygusal iyilik hâlini destekleyen güçlü bir birleşim olarak görülüyor. Türkiye’deki akademik üretimin ve klinik uygulamaların da bu alanlarda uluslararası literatüre paralel şekilde gelişmesi, sanat temelli ergoterapi müdahalelerinin yakın gelecekte daha yaygın ve standart bir uygulama haline geleceğine işaret ediyor.