Bakanlık yetkililerine göre, kampanyanın temel amacı; bireylerin sağlıkla ilgili doğru bilgiye erişme, bunu anlama ve günlük kararlarına yansıtma becerisini artırmak. Çünkü araştırmalar gösteriyor ki, Türkiye’de her iki kişiden biri sağlıkla ilgili bilgileri yanlış anlıyor ya da güvensiz kaynaklara yöneliyor. Bunun neticesinde yaşanan yanlış ilaç kullanımı, geç başvurular, alternatif tıp tuzakları ve dijital platformlardaki bilgi kirliliği, sağlık sistemine ciddi yük bindiriyor.
Sağlık okuryazarlığı seferberliği kapsamında neler yapıldı?
Muş’ta mobil sağlık tırı, köy köy dolaşarak vatandaşlara hipertansiyon, diyabet ve COVID-19 sonrası bakım konusunda bilgi veriyor. Kadınlar arasında doğum sonrası bakım farkındalığında yüzde 35 artış görüldü.
İzmir’de lise öğrencilerine yönelik “Sağlıklı Gençler Atölyesi”, akran eğitimi modeliyle yürütülüyor. Öğrenciler sosyal medyada sahte sağlık içeriklerini tespit etmeyi öğreniyor.
Konya’da bir aile sağlığı merkezi, hastalara verilen reçetelerin arkasına QR kod ekleyerek ilaç kullanım videoları ve anlaşılır bilgi notlarına erişim sağlıyor.
Sağlık okuryazarlığı seferberliği ile 2025 yılı sonuna kadar 81 ilde 5 bin sağlık okuryazarlığı eğitimi, 1 milyon kişiye dijital sağlık bilgilendirme kiti, en az 300 bin gencin sağlık okuryazarlığı eğitimi alması ve kamuya açık 2 bin bilgilendirme noktası kurulması hedefleniyor.
Peki bu kapsamda başka neler yapılabilir?
Sağlık Okuryazarlığı Eğitim Müfredatı: İlköğretimden başlayarak lise ve üniversitelere kadar her seviyeye uygun sağlık bilgisi eğitime entegre edilmeli.
"Mahalle Sağlık Elçileri" Projesi: Her mahallede eğitilmiş gönüllüler, komşularına bilgi aktarımı ve yönlendirme desteği sunmalı.
Sağlık Okuryazarlığı Karnesi: Bireylerin katıldığı eğitimler ve sağlık bilgisi düzeyleri kayıt altına alınmalı; bu karneler sağlık hizmetlerinde danışmanlık kalitesini artırmalı.
Televizyonlarda “Sağlık Saati” Programları: Yerel televizyonlarda, uzmanlarla sade bir dille yapılan interaktif programlarla toplumun her kesimine ulaşılmalı.
Unutulmamalı ki “Bu bir kampanya değil, bir kültür devrimi. Sağlıklı Türkiye Yüzyılı, bilgiyi sadece bilen değil, paylaşan bireylerle mümkün olacak.”