Her yıl 10 Temmuz’da kutlanan Dünya Hukuk Günü, adaletin ve hukukun üstünlüğünün önemine dikkat çekmek amacıyla tüm dünyada çeşitli etkinliklerle anılıyor. Bu özel günde yalnızca yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü ve temel haklar değil; aynı zamanda sağlık hizmetlerinden faydalanan bireylerin hakları da yeniden gündeme taşınıyor. Çünkü hukuk, yalnızca mahkeme salonlarında değil, hastane koridorlarında da hayat buluyor.
Sağlık hizmeti alan her bireyin insan onuruna yakışır şekilde muamele görme hakkı olduğu gibi, bilgilendirilme, rıza verme, mahremiyetin korunması ve sağlık hizmetini seçme hakkı da hukuk düzeni içerisinde güvence altına alınmış durumda. Ancak toplumda bu haklara ilişkin farkındalık henüz istenilen düzeyde değil. Dünya Hukuk Günü vesilesiyle yapılan açıklamalarda, hasta haklarının yalnızca etik bir sorumluluk değil, yasal bir zorunluluk olduğu vurgulandı.
Hasta haklarının ihlalinin yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Özellikle son yıllarda artan şikayetler arasında bilgilendirme eksikliği, hekim seçme hakkına müdahale ve kişisel verilerin korunmaması gibi konular öne çıkıyor. Hukuki mekanizmaların güçlendirilmesi, sağlık çalışanlarının bu konuda düzenli eğitilmesi ve vatandaşların bilinçlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Dünya Hukuk Günü, sadece hukukun evrensel değerlerini hatırlatmakla kalmıyor; aynı zamanda her bireyin eşit ve adil bir sağlık sistemine erişim hakkı olduğunu da bir kez daha gözler önüne seriyor. Hasta haklarının korunması ve uygulanabilir hale gelmesi, demokratik ve adil bir toplumun en somut göstergelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
