Cüzzam, tarih boyunca yalnızca bir hastalık olarak değil, aynı zamanda toplumsal dışlanma ve damgalanmanın simgesi olarak da öne çıkmıştır. 1980'li yıllardan itibaren, bu hastalık farklı disiplinlerden birçok akademik çalışmanın konusu haline gelmiştir. Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet, Hemşirelik ve Ortez-Protez bölümleri işbirliğinde, Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi ile öğrenci kulüpleri tarafından düzenlenen “Damgalanmanın Gölgesinde Bir Hastalık: Cüzzam, Merhaba Yaşamak!” başlıklı etkinlik, cüzzamın tarihsel ve toplumsal boyutlarına dikkat çekmiştir. Etkinlikte, Prof. Dr. Türkan Saylan’ın cüzzamla mücadeledeki özverili katkıları vurgulanmış, cüzzamın sadece biyolojik bir hastalık değil, toplumsal yapıyı etkileyen bir olgu olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Dr. Öğr. Üyesi Emrah Tüncer, cüzzamı sosyo-politik boyutlarıyla ele alarak, 1940'lar ve sonrasında dünya düzeninde gerçekleşen değişikliklerin Türkiye’de toplumsal yapıyı nasıl dönüştürdüğüne dair bilgiler sunmuştur. Özellikle, eğitim felsefesindeki kesintiler ve kapitalizmin etkileri üzerinde durulmuş, cüzzamla mücadeledeki gerçek değişimin insanların değerlerini paylaşarak kurdukları dayanışma ile mümkün olacağı vurgulanmıştır. Etkinlikte, cüzzamın tarihsel süreçteki yerinin yalnızca tıbbi değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve toplumsal yapıyı dönüştürme noktasında önemli bir yer tuttuğu anlatılmıştır.
Ana konuşmacılardan Öğr. Gör. Mücella Soydan, 1984-1999 yılları arasında İstanbul Lepra Hastanesi'nde Prof. Dr. Türkan Saylan ile birlikte yürüttükleri halk sağlığı çalışmalarını katılımcılara aktarmıştır. Soydan, kırsal bölgelerde yaşayan hastaların sosyal ve ekonomik hayata katılımını sağlamayı hedefleyen projelerin, cüzzamla mücadelede önemli bir adım olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, Dr. Öğr. Üyesi Yonca Güneş Yücel, Michel Foucault'nun iktidar teknolojileri üzerine düşüncelerini paylaşarak, hastalıkların sadece biyolojik değil, aynı zamanda toplumsal ve politik bir mesele olarak ele alınması gerektiğini vurgulamıştır. Etkinlik boyunca tüm konuşmalar, hastalıklarla mücadelede dışlayıcı değil, kapsayıcı politikaların benimsenmesinin önemini ortaya koymuştur.