Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 Sağlık Bilimleri Fakültesi - sbf@gelisim.edu.tr

Çocuk Gelişimi








 Astım önemli bir halk sağlığı sorunudur


İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Nurten ELKİN Dünya Astım Günü ile ilgili paylaşımlarda bulunmuştur.


Mayıs ayının ilk Salı günü Dünya Astım günü olarak kutlanmakta olup; Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) astımın çok önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu kabul etmiştir.
Astımın görülme sıklığına baktığımızda; dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astımlı hasta olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan biri astım hastasıdır. Astımın görülme sıklığı yıllar içinde giderek artmaktadır.

Astım akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmeler (ataklar) ile seyreden müzmin (kronik) bir akciğer hastalığıdır. Hava yollarındaki bu daralmanın nedeni mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesidir. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı/hışıltı/ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Astımın bulaşıcı bir enfeksiyon olduğu düşünülebilmektedir, ancak astım bulaşıcı bir enfeksiyon değildir. Özellikle viral solunum yolu enfeksiyonları (örn. soğuk algınlığı ve grip) astım ataklarına neden olabilir.
Astımı tetikleyen faktörler; allerjenler, mesleksel etkenler, sigara, ev içi ve dışı hava kirliliği, enfeksiyonlar, Müzmin(kronik) üst solunum yolu hastalıkları (nezle, sinüzit, burun polibi  gibi), gastroözofagial reflü (GÖR), psikolojik faktörler, ilaçlar ve besinlerdir.igü

Allerjenler içinde; ev tozu akarları, ev hayvanları, hamam böcekleri, küf mantarları, Polenler sayılabilir. Ev tozu akarlarından korunmada; evde ve işyerinde havalandırmanın artırılması ve rutubetin önlenmesi,  kumaş döşeli eşyalar yerine deri, suni deri, ahşap ve plastikten yapılmış olanların tercih edilmesi, ev işi yaparken maske kullanılması, güçlü bir elektrik süpürgesi ile haftada en az bir kere etkili bir temizlik yapılması ve ardından nemli bir bezle silinerek temizliğin tamamlanması ya da mümkünse evde halı kullanılmaması,  tüylü ve içi dolu oyuncakların alınmaması veya ortadan kaldırılması, evdeki kullanılmayan eşyaların dolaplarda saklanmaları önemlidir. Ev hayvanlarından korunmada allerjik kişinin olduğu eve hayvan alınmaması, dışarıda hayvanla teması olanların eve bu  kıyafet ile gelmemesi, hayvan ile temas kaçınılmaz ise maske  takılması, evden uzaklaştırmak mümkün değilse evde  özel önlemler alınması önemli koruyucu önlemlerdir. Polenlerden korunmada; bireyin hassas olduğu bitkinin polen yayma döneminde olanakları ölçüsünde dışarı çıkmaması, ev ve arabalarda polenleri tutan hava filtrelerinin kullanılması, polenin yoğun olduğu günlerde dış ortamda maske ve gözlük takılması, polenlerin yoğun olduğu dönemlerde kapı ve pencerelerin kapalı tutulması ve evdeki pencerelerin ince örgülü telle kapatılması fayda sağlayacaktır. Sigara da astımı ortaya çıkaran bir etkendir. Hastanın sigara dumanı ile teması önlenmelidir Soba, fırın yakıtları, kızarmış yağlar, oda spreyleri, boya ve ciladan kaynaklanan gazlardan, iyi havalandırma sağlanarak kaçınılmalıdır Ev ortamında tahriş edici maddelerle temizlik yapılmamalıdır ( tuzruhu, çamaşır suyu vs). Gribal enfeksiyon astımı tetikleyebilir.  Bu nedenle yılda bir kez yapılan grip aşısı koruyucu olabilir.  %30-40 oranında astımlı hastada obezite olduğu bildirilmekte ve zayıflamak hastalık kontrolünü düzeltebilmektedir.

Astımın tedavisinde; dünyanın hiç bir yerinde astımı tamamen ortadan kaldıran bir ilaç tedavisi yoktur. Astım tedavisinin amacı hastalığın şikayetlerinin kontrol altına alınması ve hastanın yaşamını normale en yakın şekilde devam ettirilmesidir. Uygun ilaç tedavisinin verilmesi ile astım belirtileri kontrol altına alınabilmektedir. Hastalığı başlatan etkenlerden sakınılması ve ilaçların doğru ve düzenli kullanılması önemlidir. Uygun ilaç tedavisiyle astımlılar iş ve okul dâhil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlardır ve özel cihazlarla verilirler. Tedaviye başlanırken bu özel cihazların kullanım şekli mutlaka hastalara gösterilmelidir.

igü

Astım kontrolünü güçleştiren etkenler; ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmaması ve bunun yanında alerjenler gibi özel veya enfeksiyon, sigara dumanı ve kimyasallar gibi genel tetikleyicilere maruz kalmak sayılabilir. Yapılan araştırmalarda hastaların ilaçlarını doktorunun önerdiği şekilde kullanmasının, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, sağlıklı ve dengeli beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın, solunan ortam havasını temiz tutmanın astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir. Astımla ilgili doğru bilinen yanlışlarda önemli olup; astım bir çocukluk çağı hastalığıdır; zamanla kaybolur düşüncesi yanlış olup astım her yaşta ortaya çıkabilir (çocuklarda, ergenlerde, yetişkinlerde ve yaşlılarda). Astımlıların hepsinde alerji vardır kanısı yanlış olup astımlıların yaklaşık yarısında alerji vardır. Çocuklarda astım genellikle alerji ile ilişkiliyken erişkin yaşta başlayan astım daha az oranda alerjiyle ilişkilidir. Astımlılar egzersiz yapmamaları gerektiği düşüncesi doğru olmayıp hastalık iyi kontrol altındaysa, astımlılar egzersiz hatta ağır sporları dahi yapabilirler. Astım sadece yüksek doz kortizonla kontrol edilebilir düşüncesi gerçek olmayıp astım genellikle düşük-orta doz inhaler kortizonla kontrol altına alınabilir. Astım ilaçları bağımlılık yapar düşüncesi yanlış olup astım tedavisinde kullanılan hiçbir ilacın bağımlılık yapıcı etkisi bulunmamaktadır, yani ilaçlar kesildiğinde yoksunluk belirtileri ortaya çıkmaz. Hastanın şikayeti olmasa bile astım müzmin bir hastalık olduğundan hekim kontrolünde astım ilaçlarının uzun süre kullanılması gerekebilir. Astımlı hastaların doktor tanılı besin alerjileri olmadıkça özel bir diyet yapmalarına gerek yoktur. Sağlıklı beslenmenin temel ilkeleri astımlı hastalar için de geçerlidir. Obesitesi olan astımlı hastalarda doktor ve diyetisyen gözetiminde kilo vermeleri hastalıkların seyrini olumlu etkileyecektir. Ülkemizde astımlı hastaların %10’undan fazlasının halen sigara içmekte olduğu ve %30-40’nın obez olduğu bildirilmiştir. Yapılan araştırmalarda sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir.

      Sonuç olarak, astım tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalık olup; tetikleyici ve risk faktörlerinden uzak kalınması, gerekli koruyucu önlemlerin alınması ve hastanın tedaviye uyumunun artırılması hastalığın seyrinde  önemlidir.